Öcalan’ın koşulsuz olarak PKK’nın tüm unsurlarıyla silah bırakması çağrısında bulunduğu mektubuna eklemeler yapmakla meşgul olan DEM yönetimi, bir yandan da YPG’yi sürecin dışında tutmak için kırk dereden su getiriyor.
DEM Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, kendinden çok emin. “Çağrı YPG’yi kapsamıyor” diyor.
DEM’in, Öcalan’ın kaleme aldığı metinde okumadığımız şartlarından bahseden diğer Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan ise su getirmek için ta Çin’e kadar gidenlerden…
Öcalan’ın çağrısının YPG’yi kapsayıp kapsamadığına ilişkin basit bir soruya şöyle cevap veriyor:
“PYD onun örgütü değil (Apo’nun bu durumdan haberi var mı?), orada kendisini bağımsız tarif eden bir örgüt. Şöyle bir örnekle aradaki farkı anlatmaya çalışayım: Biz yıllarca Lenin’in ulusların kendi kaderinin tayin hakkından işte, Marx’ın ekonomi politikasından etkilendik. Ama Çin’deki sosyalist ile Türkiye’deki ya da Irak’taki sosyalistin bu paradigmalardan aynı şekilde etkilendiğini söylemek mümkün olabilir mi?”
DEM yönetimi sıkıcı politik hikâyelerle oyalanıp, Nusrayliler üzerinden yürütülen ve Suriye devrimine dış müdahaleyi amaçlayan provokasyona CHP ile birlikte Türkiye’den benzin dökedursun YPG sürpriz bir adım attı.
6 Mart’ta Lazkiye ve Tartus’ta yoğunlaşan kanlı olaylar henüz kontrol altına alınmışken, YPG’nin başındaki Mazlum Kobani, ABD’ye ait bir helikoptere bindirilip Şam’a götürüldü. Burada Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’yla kameraların karşısına geçti. Karşılıklı imzalar atıldı.
Görüşmenin ardından taraflar arasında 8 maddelik bir mutabakata varıldığı ilan edildi.
Buna göre Suriye’nin doğu ve kuzeydoğu vilayetlerini büyük oranda kontrol eden YPG-PKK yönetimindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), ülkenin yeni yönetiminin kurumlarına entegre olmayı kabul etti.
Olumlu bir gelişme gibi görünse de temkinli olmalıyız. Bunlarda oyun bitmez.
Peki, “YPG Suriye’nin konusu, bizi ilgilendirmez” dedikleri hâlde, örgütün Suriye kolunun silah bırakma olasılığından bile huzursuz olan DEM, ne zaman parlamentosunda yer aldığı Türkiye’ye ve kurumlarına entegre olacak?
Köprüden önce son çıkışı kaçırmak üzere olduklarını fark edemiyorlar mı?
***
KAPIDA KUYRUK VAR
Güvendiği dağlara kar yağan Zelenski, tek çıkışının Türkiye olduğunun farkında. Ukrayna’nın diplomatik misyonları, Zelenski’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şemsiyesi altına girdiği fotoğrafı paylaşıyorlar.
ABD’nin su koyuvermesiyle “Türkiye’siz Avrupa güvenli olmaz” noktasına gelen AB ülkeleri, Ankara ile yeni bir diyalog zemininin peşinde.
Bugün de düne kadar Batı ittifakına batırdığı burnundan kıl aldırmayan Polonya’nın Başbakanı Tusk, Külliye’de olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden “arada kalma” ihtimali beliren ülkesinin güvenliği için formülleri görüşecek.
***
KEMAL BEY NE ZAMAN EMEKLİ OLDU?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün bayram ikramiyesi 5 kilo dana kıyma alabiliyor. Bu, emekli Kemal Kılıçdaroğlu’nun emekliye kazandırdığıydı, bu da Recep Tayyip Erdoğan’ın sizden aldığıdır” dedi.
Özel’in ne dediği anlaşılmıyor. Kılıçdaroğlu’na emekli diye hitap etmesinin sebebi de meçhul.
Zira Kemal Bey ta 1999 yılında SGK’dan emekli oldu.
Yani Özgür Özel’in zamanında konuşmalarını gözyaşlarıyla dinlediği Kemal Bey, CHP Genel Başkanlığı günlerinde de emekliydi.
Ve kendisine parti içinden bu şekilde hitap edildiğini hiç duymadık.
Özel belli ki kendisini kurultayda yenip emekli etmesinden bahsediyor.
Özgür Özel 51 yaşında, EYT’li mi bilmiyorum ama “emekli” dediği Kemal Bey’i küçümsemesin.
Zira siyasette emeklilik olmaz.
***
MEZHEPÇİ
Daha geçen yıla kadar Türkiye’deki Suriyelileri otobüslere bindirip göndermeyi vaat eden, “Bize ne Suriyelilerden” diyen CHP bugünlerde başka telden çalıyor.
Suriye sınırımızdaki gümrük kapılarında eylem yapıp Suriyelilerin geri dönmesi için çağrılar yapıyorlar.
Sonra da mezhepçi deyince kızıyorlar.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz