Yapay zeka perakende dünyasına hızlı bir giriş yaptı

Yapay zeka perakende dünyasına hızlı bir giriş yaptı
A+
A-


Perakende sektörü, yapay zekânın hızlı yükselişine sahne oluyor. Dijital dönüşüm, yalnızca lojistik ve müşteri deneyimiyle sınırlı kalmayarak, doğrudan modanın kalbine de dokunuyor. Bu dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biri, 30 gerçek modelin ‘dijital ikizlerini’ yeni kampanyalarında kullanan H&M markasından geldi. Hiper-gerçekçi avatarlar, birkaç tıklamayla kampanya görsellerine, e-ticaret sayfalarına ve sosyal medya paylaşımlarına eklenebiliyor.

Projeye katılan modellerden Vilma Sjöberg, verdiği röportajda, “Bana ait bir fotoğraf ama ben değilim. Teknolojinin ne kadar ilerlediğini görmek çok etkileyiciydi” diyor. Hatta yapay zekânın ürettiği görüntünün, erkek arkadaşı tarafından bile gerçeğinden ayırt edilemediğini ekliyor.

Bu yenilik, moda dünyasında büyük bir tartışmayı da başlatmış oldu. Yapay zekâ, yaratıcılığın sonunu mu getiriyor, yoksa sanatsal üretimin en güçlü partneri mi oluyor?

Model dünyasında bu teknolojinin memnuniyetle karşılandığını söylemek mümkün. Yoğun tempo içinde çekimlere yetişmeye çalışmak, saatler süren hazırlık süreçleri ve yorgunluk artık bir sorun olmaktan çıkıyor. Dijital ikizler, modellerin zamandan tasarruf etmelerini ve enerjilerini daha verimli kullanmalarını sağlıyor.

Elbette, bu gelişme etik ve sanatsal açıdan çeşitli soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. İnsan emeğinin yerini makinelerin alması, modellik mesleğinin geleceği ve özgünlük kavramı tartışma konusu olmaya devam edecek. Ancak şu bir gerçek ki yapay zekâ, perakende ve moda sektörüne şimdiden derin bir etki bıraktı.


MODA HAFTALARINDA MEDYA GÜCÜNÜ ELİNE ALAN MARKALAR

Moda haftaları, markaların yeni koleksiyonlarını sergilemenin yanı sıra markaların küresel çapta görünürlüğünü artırdığı en büyük medya platformlarından biridir. Sosyal medya ve dijital içeriklerin yükselişiyle birlikte, markaların medyada nasıl yankı bulduğu da büyük önem taşır. Son Paris, Milano, Londra ve New York Moda Haftaları’nda medya etkisi en yüksek markalar belli oldu. Analitik firması Lefty. io, sosyal medya etkileşimlerini takip ederek, kazanılmış medya değeri (Earned Media Value – EMV) üzerinden bu görünürlüğü ölçümlüyor. EMV, bir markanın organik erişimden kazandığı medya değerinin, reklam harcaması olarak eşdeğerini belirtiyor. Defileler, ünlü konuklar ve influencer’lar aracılığıyla yaratılan medya değeri, markaların küresel etkileşim haritalarını ortaya koyuyor.

Paris Moda Haftası’nda sosyal medya görünürlüğü açısından zirvede yer alan marka Dior oldu. Ünlü moda devi, K-pop (Kore Pop) yıldızlarıyla yaptığı iş birlikleri sayesinde 84,31 milyon dolarlık EMV elde etti. Ancak asıl dikkat çekici büyüme Valentino’dan geldi. İlkbahar-yaz 2025 defilesiyle 68,7 milyon dolarlık medya değeri yakalayan marka, görünürlüğünü yüzde 261 artırarak büyük bir başarıya imza attı.

Milano Moda Haftası’nda Prada ve Gucci genel görünürlük açısından önde gelen isimlerdi. Prada 31,7 milyon dolar, Gucci ise 24 milyon dolar EMV elde etti. Ancak her iki marka da önceki sezonlara kıyasla düşüş yaşadı. Bu noktada en büyük çıkışı yapan marka, 100. yılını kutlayan Fendi oldu. Silvia Venturini Fendi’nin liderliğinde gerçekleşen bu özel defile, markaya 24 milyon dolarlık bir medya değeri kazandırdı.

Londra Moda Haftası, giderek belirli markaların baskın hale geldiği bir platforma dönüşüyor. Bunun en çarpıcı örneği Burberry’nin performansıydı. Marka, 11,1 milyon dolarlık EMV elde ederek, haftanın en yüksek görünürlüğüne sahip oldu ve ilk 10 markanın toplamından daha fazla medya değeri kazandı.

New York Moda Haftası’nda en yüksek medya değeri Calvin Klein’a ait. 10,5 milyon dolarlık EMV ile zirvede yer alan markanın bu başarısında, Veronica Leoni’nin ilk koleksiyonu ve 2018’den bu yana yapılan ilk defilenin yarattığı heyecanın da payı büyük olmalı.


MODA DÜNYASINDA NELER OLUYOR?

Moda dünyasında köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçerken, Mugler markası da bu dönüşüm rüzgârına kapılan son marka oldu. Yedi yıldır kreatif direktörlük görevinde bulunan Casey Cadwallader’ın ayrılacağı kesinleşti. Yerine getirilen isim ise moda sahnesinin perde arkasında güçlü bir geçmişe sahip olan Miguel Castro Freitas. Cadwallader, Mugler’in DNA’sını modern bir perspektifle yorumlamış, ultra kapsayıcı ve fütüristik bir estetik anlayışıyla markaya cesur bir kimlik kazandırmıştı. Vücuda oturan formlar, sert siluetler ve yenilikçi tasarımlarıyla markayı yeniden zirveye taşıyan tasarımcının ardından gelen Miguel Castro Freitas ise moda dünyasında uzun yıllara dayanan bir deneyime sahip. Kariyerine Dior’da John Galliano’nun yanında başlayan Freitas, Yves Saint Laurent, Lanvin ve Dries Van Noten gibi modaevlerinde önemli roller üstlendi. Son olarak 2021-2024 yılları arasında Max Mara’nın Sportmax markasının kreatif direktörlüğünü yürüttü. 1 Nisan itibarıyla Mugler’in başına geçecek olan Freitas’ın markaya nasıl bir yön vereceği ise merak konusu.

New York merkezli Proenza Schouler’ın yaratıcı ikilisi Jack McCollough ve Lazaro Hernandez, Loewe markasının yeni kreatif direktörleri olarak atandı. 7 Nisan itibariyle göreve başlayacak olan tasarımcılar, markanın kadın giyim, erkek giyim, deri ürünleri ve aksesuar koleksiyonlarının kreatif sorumluluğunu üstlenecek. Proenza Schouler markasıyla Amerika modasına yön veren ikili, artık İspanyol lüks devi Loewe’nin başında. Sade ama sofistike dokunuşlarıyla tanınan Mc- Collough ve Hernandez’in, Loewe’nin sanatsal ve el işçiliğine dayalı estetiğini nasıl yorumlayacaklarını görmek, moda dünyası için heyecan verici bir süreç olacak.


HAFTANIN DİKKAT ÇEKEN KIRMIZI HALILARI

Kırmızı halılar, sadece filmlerin değil, aynı zamanda modanın da sahneye çıktığı anlardır. Bu hafta gerçekleşen prömiyerlerde, ünlü isimlerin tercihleri hem trendleri belirledi hem de projeleriyle güçlü bir bağ kurdukları görünümlerle dikkatleri çekti. Saint Laurent markasının Sonbahar 2025 Erkek koleksiyonundaki uzun çizmeleri ilk deneyimleyen ünlü isim Pedro Pascal oldu.

The Last of Us dizisinin prömiyerinde bu iddialı parçayı başarılı bir şekilde taşıyan Pascal, markanın duruşunu güçlendirirken, aynı zamanda kırmızı halı stiline yenilikçi bir dokunuş kattı. Dikkatleri çeken bir diğer görünüm ise The Friend filminin galasında yaşandı.

Naomi Watts, Sigrid Nunez’in 2018 yılında yayımlanan ve Danua cinsi bir köpeği merkeze alan romandan uyarlanan film için kırmızı halıya, filmin ruhunu yansıtan bir tercihle çıktı. Watts, Jacquemus’nun 2025 İlkbahar koleksiyonundan seçtiği görünümle, moda dünyasında “method dressing” olarak adlandırılan, bir projeyle doğrudan bağlantılı giyinme akımına başarılı bir örnek sundu.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.