Tuvalet Medeniyeti – CEM SANCAR

Tuvalet Medeniyeti – CEM SANCAR
A+
A-


Geçende Beykoz ormanlarının oradan bir taksiye bindim. Şoför koltuğunda oturan İstanbul Efendisi, birden dönüp bana, “Medeniyet detaydır abicim” demez mi? Halk Bilgelerinin hâlâ dolaştığını düşündüm aramızda.

Medeniyet detaydır ha? Vay be!

***

Evet, medeniyet detaydı. Ayrıntılarda, teferruatta saklıydı özen, nezaket, âdabımuaşeret, kültür. Detaylardan okuyorduk biz medeniyeti, bir şehri, bir ülkeyi…

Metrodaki terli öfke krizlerinden, caddelerdeki çerçöpten, kaldırımlardaki izmaritlerden, oturduğumuz kafelerde ardımızda bıraktığımız mezbelelikten, ormanlarımıza yaptığımız muameleden, yediğimiz gofreti, plastik şişeleri denize atmaktaki fütursuzluğumuzdan, sokaklarda uçuşan poşetlerden, kimseye göstermediğimiz saygıdan, sıradanlaşan cazgırlıktan…

Bunlardan anlarız biz medeniyet seviyesini. Neredeyiz, ne hâldeyiz? Seviyemizin boyu kaç santim diye.

***

Mühim detaydır mesela şu WC hadisesi. Bir göstergedir, bir medenîlik hususiyeti…

Ben bir mekâna girince önce tuvaletlere bakarım. Oradan veririm puanı. Çoğumuz gibi…

Evleri karıştırmayalım ama iki seksen yerlerdeyiz kamusal tuvaletlerin temizliği ve de kullanımı konusunda. Kadir Topbaş dönemi istisna, ücretli ücretsiz bütün tuvaletler fecaat. Burun kemiğini sızlatan kokusundan tanıyoruz bütün tuvaletleri. Kafelerin, lokantaların da öyle. Sallapati ruhsatlar veriyoruz, bırakın derli toplu bir tuvaleti, el yıkama lavabosunu bulmak için büyüteç arıyoruz.

Durumlar fena…

***

Nasıl bir “Temizlik Medeniyetinden” geliyoruz oysa! Torunuyuz onların. Torunuyuz da…

Anadolu Selçuklu’da ta 12. Yüzyılda tuvalet veya abdesthane barındıran saraylar ve medreseler bulunmaktaydı.

Osmanlı, Bizans’tan devraldığı hamam (temizlik) kültürünü bir medeniyet tasavvuru olarak hükmettiği bütün topraklara götürdü ve yerleştirdi.

Birçok Avrupalı devlet Osmanlı Sultanlığına mektuplar yazarak Türk mimarlarını göndererek Türk hamamlar inşa edilmesi ricasında bulundu.

1867 yılındaki Londra seyahati sırasında İngiliz Büyükelçiliği Genel Sekreteri David Urquhart, Sultan Abdülaziz’e; “Temizliğin nasıl yapıldığı konusunda pek nasibi olmayan, fen bilimlerinin dışındaki diğer alanlarda nasipsiz olan Avrupalılara temizliği öğretmek amacıyla Londra’da yaptırmış olduğum Türk hamamını şereflendirmenizi…”

***

Batılıların taharet musluğunu kullanmaması bugün bir şaşkınlıktır ama Türkler ile Batı arasındaki temizlik farklılıkları pek keskindi.

Bununla alâkalı Avrupalı seyyahların yazdığı yüzlerce eser vardır. Parfümün Avrupa’da bu denli yaygınlaşmasının sebebi vücuttaki ağır kir ve sokaklardaki balçık halinde akan lağımın kokusunu kesmekti. Evlerden dışkılar lazımlıkla sokaklara dökülüyordu çünkü.

En büyük sıkıntı da “Yıkanma Kültürsüzlüğüydü!” İngilizler senede iki defa yıkanıyorlardı. Çünkü Batılı Şifacılara göre bedenin ağır kokusu tifo, veba ve cüzzam gibi hastalıkların önüne geçiyordu. Buna inanıyorlardı. Bu inançla parfümlere sardılar.

İngiliz Urquhart, Türklerin hamam kültürünü bir temizlik meselesi olarak gördüğünü ve bu yapıları Romalılar gibi istismar etmediğini açıklıyordu:

“Onlar, hamamı aldıktan sonra onu, her türlü ahlaksızlıktan kurtarıp temizlik sanatını en mükemmel bir mevkie çıkardılar ve bu sayededir ki onlar yeryüzünün en vakur ve kendine en çok güven duyan milleti haline geldiler.”

Osmanlı’da insan ömrünün uzunluğu ve bireylerin sıhhatli oluşu da Avrupalı seyyahların gözünden kaçmamıştı.

Fransız seyyah Jean Thévenot şöyle yazdı; “Onların bu şekilde sıhhatli olmalarını sık sık gittikleri hamamlardan ve yeme içme konusundaki ölçülülüklerinden ileri geldiğini tahmin ediyorum.”

Thévenot bu satırları yazarken, 17’nci yüzyıl Avrupa’sında ortalama yaşam süresi 30-40 yaş arasındaydı.

400 yıl önce Fransız seyyah Thévenot’u hayranlığa gark eden şey ise Türklerin taharet konusundaki hassasiyetiydi.

“Üzerlerine veya elbiselerine birkaç damla düşmesi korkusuyla çömelirler. Vücutlarını temiz tutarak ruhlarını da arındırdıklarına inanırlar. İşleri bitince su ile taharet alırlar, sonra ellerini yıkarlar. Hatta yıkadıktan sonra ellerini kurulamak için kemerlerinde iki mendil taşırlar…”

***

Oralardan buralara nasıl geldik bilmiyorum. Avrupalılar taharet konusunu olmasa bile temizlik ve tuvaletler meselesini büyük ölçüde hallettiler.

Çin’de tuvalet kültürü rezaletken, 2015 yılında Başkan Xi Jinping’in emriyle “Tuvalet Devrimi” başlatılmış, 70.000’den fazla yeni, ücretsiz tuvalet inşa edilmiş. Temizlikleri için maaşlı elemanlar atanmış…

Rahmetli Esad Coşan’ın “Medeniyetin ölçüsü tuvalettir” dediği bilinir. Bir benzin zinciri temiz tuvaletleriyle ünlendi. Reklama ihtiyacı yok artık…

***

Temizlik imanın yarısıdır, diyor Hz. Peygamber.

Medeniyet detayda.

Neden hatırlamayalım medeniyetimizi, temiz tuvaletler detayıyla?


Meraklısına:

Faydalandım: M. Mazlum Çelik. Temizlik bir medeniyet…. indyturk.com

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.