TÜSİAD, adında direkt iş insanı ve sanayici ifadesi olduğu halde çoğu zaman iş insanlarının ilgi alanı dışındaki konularda yaptığı çıkışlarıyla ülke gündemine gelen bir dernek. Kurumu gündeme taşıyan söylemin içeriği çoğunlukla muhalefet partileri ya da zaman zaman marjinal sınırlar içine de giren çeşitli (kendince muhalif) grupların ortaya attığı ya da tartıştığı konulardan oluşuyor. Yani aslında pek yeni bir şey de söylemiyor TÜSİAD ama kendi alanı dışını çıktığından mıdır nedir epey bir yankı buluyor. Önceki gün de işte böyle bir gündü TÜSİAD için. Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi ve bu toplantıdaki konuşmalar başta Hükümet kanadı olmak üzere birçok kesim tarafından tepkiyle karışlanırken, muhalefet partileri ve çeşitli muhalif gruplar tarafından da alkışlandı. Bu konuşmaların yapıldığı salondaydım ve açıkçası TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras‘ın kimilerini keyiflendiren bu ‘ayar verme’ konuşmalarını dikkatle dinledim. Sizler de iki gündür TÜSİAD Genel Kurulu‘nda söylenenleri ve bunların yansımalarını takip ediyorsunuz. Ama ben bugün o genel kurulda söylenenlerden çok söylenmeyenlere dikkat çekmek istiyorum. Çünkü bana kalırsa TÜSİAD’ın hiç söylemedikleri çok daha önemliydi.
Her iki başkan da konuşmalarında siyasetin daha doğrusu muhalefet partilerinin sıcak gündemindeki hemen her konuya değindiler, bazı çok küçük diyebileceğimiz ayrıntılara kadar indiler. Gençlerin, ülkemizin geleceği için duydukları endişeleri, içinde bulundukları umutsuzluğu dile getirdiler. Ama nedense bugünlerde ülkemizin geleceği için son derece kritik ve güncel bir konudan ‘Terörsüz Türkiye’ çabalarından hiç söz etmediler. Sanki bu ülkede 50 yıla yaklaşan terör belasından kurtulmak için şu anda yürüyen bir süreç yokmuş, bu konuda son birkaç haftada herhangi bir adım atılmamış, taraflar arasında karşılıklı heyet ziyaretleri yapılmamış, bugün-yarın terör örgütüne silah bırakma mektubu gitmeyecekmiş gibi davrandılar. Her iki konuşmayı dinlerken özellikle bekledim, nelerin Türkiye’nin geleceğini kurtaracağını, uluslararası yatırımcıların iştahını kabartacak belirsizlikleri nasıl ortadan kaldırılabileceğini bir bir saydılar, sorunları sorularla ortaya döktüler. Ama nedense terörün bitmesiyle Türkiye’nin geleceği arasında bir bağ kuramadılar/ kurmadılar. Niyetim TÜSİAD’a akıl vermek, ne söylemeli ne söylememeli konusunda ahkam kesmek değil. Lakin ülke ekonomisine milyarlarca dolar yük getiren terörden bu kadar çok çekmiş bir iş dünyasının gelecek planları için en önemli belirsizliği ortadan kaldıracak Terörsüz Türkiye çabalarından hiç söz etmemesi normal mi? Önceden hazırlanmış ve hatta üzerinde kelime kelime çalışılmış, şikayet başlıklarında tek tek bireylerin durumuna kadar inilmiş bu konuşma metinlerinde tek bir cümle olsun Terörsüz Türkiye çabalarına yer verilmemesini nasıl yorumlamalı? Bundan ne anlamalıyız, bilemedim, yorumu sizlere bırakıyorum.
Bu arada Terörsüz Türkiye konusunda tek bir cümle edilmedi dedim ama haksızlık etmeyeyim Orhan Turan’ın içinde terör kelimesi geçen bir cümlesi vardı. “Terör sorununun kalıcı olarak ortadan kalkması en büyük dileğimizdir” dedi Turan ve ardından, “Ancak şunu da görelim; izlenmekte olan sürecin başarısı ile hukuk devleti ve demokratik standartların iyileştirilmesi arasında birbirini besleyen karşılıklı bir etkileşim vardır. Biri olmadan diğeri eksiktir” şeklinde devam etti. Ben izlenmekte olan sürecin ne olduğunun bile belirtilmediği bu cümlelerden pek bir şey anlamadım, çözen varsa bana da anlatsın.