Geçtiğimiz hafta ayağımı burkarak düşerken telefonumun üstüne düştüm ve anında telefon ekranım kırıldı. Neyse ki bileğim kırılmadı veya çatlamadı ama ekran paramparça oldu. Ekran kırılması, akıllı telefon arızalarının başlıca sebeplerinden biri ve telefon değişimine yol açan en yaygın faktörlerden başında geliyor. Araştırmalar, ekran kırılmasının, kullanıcılar için en büyük sorunlardan biri olduğunu ve telefon değiştirme kararlarını etkilediğini gösteriyor. Özellikle kırılma, telefonun estetik değerini kaybettiriyor ve bazen işlevsellik kaybına da neden olabiliyor. Bu durum kullanıcıların yeni bir cihaz almayı zorunlu hale getirebiliyor. Telefonların ekranları, son yıllarda dayanıklılık açısından büyük gelişmeler kaydetti. Bu başarıyı, daha sağlam cam malzemeler ve ekran teknolojilerindeki yeniliklere borçluyuz. Örneğin, Gorilla Glass gibi camlar, ekranın dayanıklılığını artırmak için özel bir kimyasal işlemle güçlendirilmiştir. Bu camlar, darbelere karşı dayanıklıdır ve daha fazla çizilmeye direnç gösterir.
ESNEK VE DAHA DAYANIKLI
Ayrıca, ekran yapılarında kullanılan OLED ve AMOLED teknolojileri, daha ince ve esnek yapılar sunarak ekranların darbelere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar. Ayrıca, bu ekranlar daha parlak ve daha canlı renkler sunar, ancak aynı zamanda daha az enerji tüketirler. Son olarak, bazı telefon üreticileri, ekranları daha dayanıklı hale getirmek için çeşitli koruyucu katmanlar ve süper kaplamalar ekliyor. Bu yeniliklerle ekran kırılma olasılığı azalmış olsa da, yüzde 100 kırılmaz ekranlar henüz mümkün değil. Ancak teknoloji geliştikçe, ekranların dayanıklılığı artmakta ve bu da kullanıcıların ekran arızası nedeniyle telefon değiştirme ihtiyacını azaltmaktadır.
EKRANI DEĞİŞTİRMEK YETMİYOR
Ekran kırılmasının telefon değiştirme üzerindeki etkisini araştıran çalışmalara genellikle mobil cihaz sigorta şirketlerinin raporlarında ve kullanıcı geri bildirimlerinde rastlanabiliyor. Bu araştırmalar, ekran hasarının telefon değişim kararları üzerinde önemli bir etkisi olduğunu ve çoğu kullanıcının ciddi bir ekran kırılması durumunda telefonunu değiştirmeyi tercih ettiğini gösteriyor. Telefon ekranlarının kırılmasını önlemek için son yıllarda birçok teknolojik gelişme yaşandı. Bu gelişmeler, hem ekran malzemelerinin dayanıklılığını artırmaya hem de ekran koruma sistemlerini geliştirmeye odaklanıyor. 2024 ve 2025 yıllarında piyasaya çıkan ve çıkacak olan akıllı telefonlarda, ekran dayanıklılığı konusunda önemli adımlar atıldı.
KIRILMAZ HALE GELEBİLİYOR
Bazı üreticiler, cam yerine polimer tabanlı malzemeler kullanarak ekranların esnek ve kırılmaz olmasını sağlıyor. Bu malzemeler, özellikle katlanabilir telefonlarda kullanılıyor. Suya, toza ve darbelere karşı ekranı koruyan nano teknolojili kaplamalar tercih ediliyor. 2024 ve 2025 yıllarında piyasaya çıkan akıllı telefonlar, ekran dayanıklılığı konusunda önemli adımlar attı. Gorilla Glass Victus, Ceramic Shield ve Armor Glass gibi teknolojiler, ekranların çekiç darbelerine bile dayanıklı olmasını sağlıyor. Özellikle CAT S75 gibi modeller, ekstrem koşullarda bile kırılmayan ekranlar sunuyor. Gelecekte, kendi kendini onaran camlar ve grafen tabanlı ekranlar gibi teknolojilerle, telefonların daha da dayanıklı hale gelmesi bekleniyor.
GELECEKTE KENDİNİ ONARAN CAMLAR GELİYOR
Araştırmacılar, çizikleri ve küçük kırıkları kendi kendine onarabilen cam malzemeler üzerinde çalışıyor. Bu teknoloji, önümüzdeki yıllarda ticari olarak kullanıma sunulabilir. Grafen, camdan daha hafif, daha esnek ve daha dayanıklı bir malzeme. Grafen tabanlı ekranlar, gelecekte telefonların kırılmaz olmasını sağlayabilir. Cam ve polimer karışımı hibrit malzemeler, hem dayanıklılık hem de esneklik sunarak ekranların kırılmasını önleyebiliyor.
DARBELERE KARŞI DAYANIKLI ÖZEL CAMLAR
Gorilla Glass (Corning): Corning tarafından üretilen Gorilla Glass serisi, telefon ekranlarında yaygın olarak kullanılıyor. Gorilla Glass Victus ve Victus 2 gibi versiyonlar, çizilmeye ve darbelere karşı oldukça dayanıklı. Bu camlar, özel kimyasal işlemlerle güçlendirilmiş alüminosilikat yapısına sahip. Sapphire (Safir) Cam: Safir cam, Gorilla Glass’tan daha sert ve çizilmeye karşı daha dayanıklıdır. Ancak maliyeti yüksek olduğu için genellikle kamera lenslerinde veya premium modellerde kullanılıyor. Ceramic Shield (Apple): Apple, iPhone 12 ve sonraki modellerde Ceramic Shield teknolojisini kullanıyor. Bu teknoloji, cam içine seramik kristaller ekleyerek darbelere karşı dayanıklılığı artırıyor. Kunlun Glass (Huawei) 2. Nesil Kunlun Glass ile donatılan cihazlar daha güçlü bir cam ağ yapısı oluşturarak dış ekranın dış basınç altında deforme olmasını veya çatlamasını önlüyor. Bu, cihazın genel düşme direncini artırarak düşmelere karşı 25 kat daha dayanıklı hale getirdiğini iddia ediyor. Günlük kullanım sırasında kazara düşmelerle kolayca başa çıkmasını sağlıyor.
TÜRK TELEKOM’DAN AKM’DE ERİŞİLEBİLİR SANAT DENEYİMİ
Herkes için erişilebilir bir yaşam amacıyla kurumsal sosyal sorumluluk projelerini hayata geçiren Türk Telekom, geçtiğimiz yıl Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tiyatrosu iş birliğiyle başlattığı ‘Erişilebilir Tiyatro’ projesini Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) sürdürüyor.
Görme ve işitme engelli sanatseverler için engelleri aşan bir sanat deneyimi sunan proje kapsamında son olarak İstanbul Devlet Opera ve Balesi iş birliğiyle koreografik sahne kantatı ‘Carmina Burana’ görme engelli sanatseverlerle buluştu.
Türk Telekom, teknolojinin sağladığı imkanları ‘Türkiye’ye Değer’ çatısı altında iyilik ve faydaya dönüştürmek için kurumsal sosyal sorumluluk projelerine devam ediyor.
Görme ve işitme engelli sanatseverler için hayata geçirdiği ‘Erişilebilir Tiyatro’ projesi kapsamında birçok Devlet Tiyatrosu oyununu erişilebilir kılan Türk Telekom, son olarak enstrüman eşliğinde söylenen ve birden fazla bölüm içeren koreografik sahne kantatı Carmina Burana’yı görme engelli sanatseverlerin beğenisine sundu. İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin AKM’de sahneye taşıdığı etkinlik, sesli betimleme uygulaması ile görme engelli sanatseverlere erişilebilir bir deneyim yaşattı.
Carmina Burana, solistleri, orkestrası, korosu, bale sanatçıları, çocuk korosu ve balesi, Modern Dans İstanbul sanatçıları ve özel tasarım ekiplerinin oluşturduğu yaklaşık 250 kişilik kadrosu ile “koreografik sahne kantatı” olarak sahneye taşındı. Carl Orff’un müziğinin dans ve teknolojik yeniliklerle buluştuğu, Türk Telekom Opera Salonu’nun teknik imkanlarının gözler önüne serildiği eser, sesli betimleme uygulaması ile görme engelli sanatseverlerle bir araya geldi.
Görme engelli sanatseverler sesli betimleme uygulaması ile dekor, kostüm, dansçıların hareketleri, sahne geçişleri gibi sessiz gelişen olayların anlık olarak anlatılmasıyla etkinliği ayrıntıları kaçırmadan deneyimledi.