İzmir‘de yaklaşık 3 yıldır kendisinden haber alınamayan 87 yaşındaki emekli hemşirenin yalnız yaşadığı evinde kemikleri bulundu.
Pandemi sırasında irtibatlarının koptuğu anlaşılan üvey oğlunun başvurusu ile öldüğü ortaya çıkan kadının oturduğu evde herhangi bir suç unsuruna rastlanmadı.
Üç yıldır ortalıkta yoksunuz ve kimse bunu fark etmiyor! Bu nasıl bir yalnızlık? Ne büyük trajedi. Bu tarz olaylara genelde İskandinav ülkeleri ve Japonya‘da rastlar ve çok şaşırırız.
Bireysel yaşam tarzı yüzünden aile bağları kopmuş, aile kurumu çökmüş, insan ve komşuluk ilişkileri bitmiş derdik.
Acaba biz de bu yöne doğru mu gidiyoruz?
Olayla ilgili “Emekli hemşireymiş, çocuğu yokmuş. Yalnızlığı tercih etmiş ve kendi seçtiği ölümü yaşamış” diye acımasızca yorumlar yapanlar da oldu.
Evde ölü bulunanların sayısındaki artışta Avrupa ve Japonya’da tek başına yaşayanların sayısının fazla olmasının da etkisi var.
Türkiye‘de de yalnız yaşayanların sayısı geçen yıl 5,3 milyonu aştı!
Günümüz şartlarında evlenmek, yuva kurmak zor. Ama boşanmalar da arttı.
2024’de ülkemizde toplam boşanma sayısı 210 binin üzerine çıktı. Bu, 2023 yılına göre yüzde 15 oranında bir artışa demek.
Ortalama ilk evlenme yaşı ise geçen yıl erkekler için 28,3, kadınlar için 25,7 olarak kaydedildi.
Veriler yalnız yaşayanların sayısının katlanarak artacağını gösteriyor. Bu çok komplike bir sorun. Sosyal hizmetler, sağlık, hatta inşaat sektörü bile tek yaşayanlara göre planlanmalı artık.
Daha önce yaptığım öneriyi tekrarlamak istiyorum; bazı gelişmiş ülkelerdeki tek başına yaşayan yalnız insanların sorunlarına odaklanan ‘Yalnızlık Bakanlığı’na Türkiye’nin de ihtiyacı var.
***
SAF KÖTÜLÜK
İstanbul‘da sahte kanser ilacı imalatı yapan suç örgütüne operasyon düzenlendi.
100 bin adet boş ilaç kutusu, 5 milyon sahte hap, dokuz adet Hap Basım Makinesi, 350 kg ilaç yapımında kullanılan toz ham madde ve 60 bin Yeşil Reçete‘ye tabii olan sahte hap ele geçirildi.
Örgütün ürettiği sahte ilaçları İstanbul’daki bazı ecza depolarına ve eczanelere sattığı söyleniyor.
Kanser hastasısınız ve farkında olmadan eczaneden sahte ilaçlar aldığınızı düşünün!
Kim bilir kaç hastanın sahte ilaçlar yüzünden tedavisi kötü gitti? Birçok şeyin sahtesi yapılıyor ama ilaçların sahtesini yapmak başka bir seviye kötülük.
Saf kötülük! Bu kötülüğün de cezası ağır olmalı! Tasarlayarak insan öldürmeden bir farkı yok, hatta tasarlayarak kitlesel insan öldürmeye girecek bir suç bu!
***
‘BİZİM ÇOCUKLAR KUTUP AYISI MI?’
İstanbul’da kar yağışı ve soğuk hava koşulları nedeniyle okulların tatil edilmesine Erzurumlu bir anne, paylaştığı videoda “Milletin çocuğu çocuk da bizimkiler kutup ayısı mı?” diye sorarak tepki gösterdi.
Erzurum’da kar ve soğuk hava yüzünden okullar tatil edilse, çocuklar bütün kış okula gidemez.
Her bölgede coğrafi şartlara göre bir hayat rutini oluşur. Erzurumlular için İstanbul’daki kar yağışı bahar yağmuru gibi gelir ama bu mega kentin trafiği için kâbus demek.
İstanbul artık 5-6 santim biriken kara bile yeniliyor!
İnsan ve araç kalabalığı o kadar yüksek ki, en küçük kar yağışında yollarda mahsur kalıyoruz.
Örneğin dün Beşiktaş’ta kar birikintisi oluşmadı çocuklar çok rahat okula gidebilirlerdi.
Ancak şehrin merkezindeki okullara merkez dışındaki semtlerden fazla öğrenci geldiği için okul servislerin trafiğe takılması da hesaba katılıyor!
Oysa her çocuk kendi bölgesindeki özel ya da devlet okuluna gitse trafik bile azalır! Bu temel bir sorun.
Bir diğer temel sorun ise İstanbul’da toplu taşımanın hala istenilen düzeye ulaşamaması.
İnsanlar bozulan otobüsleri itmek zorunda değil!
Daha fazla metroya ihtiyacımız var!
En önemlisi; İstanbul’un büyümeye değil küçülmeye ihtiyacı var.
131 ülkeden daha kalabalık bir mega kentte sorunlar bitmez!
***
ESKİ VEKİLLER DE DESTEKLİYOR!
Eski CHP Milletvekili Sabahat Akkiraz, milletvekillerine trafik cezası muafiyeti uygulamasına karşı çıktığı için eski vekil arkadaşları tarafından eleştirildiğini söyledi.
Akkiraz’ı tavrından dolayı kutluyorum.
Demek ki, sadece mevcut iktidar ve muhalefet vekilleri değil, eski vekiller de bu haksız uygulama için güç birliği oluşturmuş.
Daha önce de yazdım; trafik kurallarından muaf olmak demek kırmızıda geçmek, hız limitlerine uymamak gibi özgürlükleri beraberinde getiriyor.
Bir vekil kırmızı ışıkta geçip bir vatandaşı öldürürse ne olacak?
***
FAYDALI AMA…
TÜBİTAK BİLGEM, marketfiyati. org.tr adlı bir web sitesi hizmete sundu.
Sitede ürün arayabilir, hangi ürünün hangi markette ne kadara satıldığını görebilir, en düşük fiyata göre sıralama yapabilirsiniz.
Siteden satış yapılmıyor. Yalnızca fiyat hakkında bilgi almak için kullanılıyor.
Ayrıca konumdan en yakın zincir marketlerin listesini de gösteriyor.
Vatandaş için faydalı bir uygulama.
Öte yandan zincir marketlerin on binlerce şube sayısını, ürün yelpazenin genişliğini ve fiyatlardaki değişkenliği hesaba katarsak TÜBİTAK kafa ağrıtacak zor bir görev üstlenmiş durumda.
Sanal market alışverişlerinde olmaz ama market raflarındaki ürünlerde zaman zaman fiyatlarda uyuşmazlık çıkabilir.
İşte böyle bir durumda ne olacak?
Aslında fiyat karşılaştırması yapan başka siteler de var. Elbette TÜBİTAK daha doğru bilgi verebilir.
Öte yandan TÜBİTAK’ın market fiyatları üzerinde çalışma yapması biraz garibime gitti.
TÜBİTAK sınırlı kamu kaynağını bu tür işler yerine bilim ve teknolojiye harcasa daha iyi olmaz mı?
***
Altyazı
“Herkesin eşit olduğu bir toplum yaratmak için çok çabaladık. Bu toplumda komşunu kıskanman gerekmeyecekti ama her zaman kıskanılacak bir şey vardır.
Sahip olmak istediğin, senin olmayan bir şey. Bu dünyada, Sovyet dünyasında bile. Her zaman zengin ve fakir olacak. Yetenek zengini, yetenek fakiri. Aşk zengini, aşk fakiri! (Enemy at the Gates)