Dün sosyal medyada Sevgililer Günü ile ilgili epeyce yorumla karşılaştım.
Sevgilisi olanlar “Ne hediye alsam?”, “Nerde buluşsam?” gibi klişe sorulara yanıt ararken bazıları sevgili bulmanın zorlaştığından bahsediyordu.
İlginçtir BBC Türkçe‘de de dün “Sevgili Bulmak Neden Bu Kadar Zorlaştı?” başlıklı haberi görünce böyle bir sorunun olduğuna ikna oldum.
İran‘dan Peru‘ya Amerika’dan Güney Kore‘ye birçok ülkeden yapılan anketlerde çift, sevgili olma oranlarında düşmüş.
Finlandiya’daki anketler beraber yaşayan çiftlerin ayrılmalarının, aile kurmalarından daha olası olduğunu gösteriyor.
Oysa şimdilerde birçok flört edinme uygulaması var, iletişime geçmek daha kolay ama en büyük altı flört uygulamasının indirilme sayısı yüzde 18 düştü.
Ünlü bir flört uygulamasının verilerine göre; erkekler, kadınların yarısını sağa atıp (beğenmek) yarısını sola atıyor (beğenmemek) ama sağa attıklarından yalnızca yüzde biri onu sağa atıyor.
Kadınlar ise erkeklerin yüzde 95’ni sola atıyor ve direkt eliyor.
Ee her şey arz-talep meselesi!
Ve evet, dış görünüşün önemli olduğu gerçeği hiç değişmedi!
ABD, Çin, Güney Kore ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde yapılan anketlerden toplanan verilere göre ise, özellikle kadın hakları konusunda gittikçe daha ilerici hale gelen genç kadınlar ile gittikçe daha az ilerici olan genç erkekler arasındaki uçurum genişliyormuş.
Sosyolog Dr. Alice Evans bu duruma büyük cinsiyet ayrışması ismini takmış: “Kadınlar gitgide daha fazla feministleşen ilgi alanlarına dair diziler izleyebiliyorken, erkekler aynı hızda ilerlemiyor olabilir” diyor.
Ne yani erkeklerin ilerlemesi için feminist mi olmaları gerekiyor?
Uzmanlara göre ayrıca gençler flörtleşmeyi sıkıcı bulduklarında evde dizi izlemeyi ve oyun oynamayı tercih ediyormuş! Yani bizim kuşağın “Sevgi emek ister” söylemi artık tarih oldu!
Sevgili bulmanın zorlaşmasıyla ilgili Türkiye’deki internet yorumlarını genelde erkekler yazmış.
Hayli ilginç fikirler:
“Para varsa kolay aslında”
“Kızlara aynı anda 26622 kişi yazdığı için egoları tavan yapıyor.”
“Sevgili bulmak değil de sevgili kalmak aşırı zorlaştı artık.”
“Kimse kimseye vakit ayırmak istemiyor. Herkesin aklında hislerinin karşılık bulma olasılığının düşük olduğu aday var.”
“Sevgiliyi geç iki oturup sohbet edecek insan bulmak bile zorlaştı.”
“Instagram yüzünden efendim, her şeyin daha iyisini gördüğümüzden tatmin duygumuz yok oldu.”
“Sosyal medya çıktı herkes prens- prenses edasıyla ortamlarda.
Herkes kendini dünyanın en özel insanı sanıyor.”
“Aramaya kalktığında 1 erkeğe 5 erkek düşüyor. Rekabet her geçen gün artıyor.”
“Flörtle buluşmanın maliyeti de arttı. Kafede iki kahve, bir kek, sinema, yol vs. 2 binlik oluyorsun. Tavuk dönerciye götürmeye kalkmayın numaranızı direkt telefondan siliyorlar!”
Özetle flört, sevgili bulamamak gibi küresel bir sorunumuz var.
***
NESYRİ Mİ, OSİMHEN Mİ?
Fenerbahçe-Anderlecht maçında Yusuf en-Nesyri’nin kafa golü neydi öyle?
Penaltı noktasında gerisinden kafayla şut çekti resmen.
O mesafeden öyle sert ve köşeye giden kafa vuruşunu günümüzde Ronaldo dışında yapana az rastlanır.
Böylece Faslı golcü son dönemdeki müthiş performansıyla kendisi hakkında başta “Hemen gönderin bunu.
Bu golcü değil” diyen otoritelerle dalga geçmiş gibi oldu.
Karşı karşıya kaldığı birçok gol pozisyonu kaçıran Victor Osimhen ise Icardi’nin ne kadar büyük golcü olduğunu gösterdi.
Osimhen’in serbest kalma bedeli 75 milyon Euro ise Nesyri şimdi ne kadar eder?
Nesyri böyle gol atmaya devam ederse seneye Fenerbahçe elinde tutamaz onu.
Demek ki, José Mourinho golcüden anlıyormuş!
***
UYGULAMALI CEZA
Bursa’da zabıta ekipleri çekirdek çitleyip çöpünü yere atan gençlere ceza yazmak istemiş. Gençler de yerdeki çekirdek kabuklarını toplamayı teklif etmiş.
Zabıta da “Bu sefer böyle olsun” demiş ve gençler çekirdek kabuklarını toplarken videosunu çekip sosyal medyada paylaşmış.
Bu video viral oldu.
Bazıları bunun gurur kırıcı bir ceza olduğu görüşünde ama teklif gençlerden gelmiş ve yüzlerini kapatmışlar. Bence asıl sorun gençler çekirdek kabuklarını yere attıklarında gururların zedelenmemesi!
Çevre temizliği bilincinde son dönemde geriye gidiş var.
***
AİDAT FIRSATÇILIĞI
İstanbul’da ortalama aidat zam oranı yüzde 55’e çıktı. Ataşehir, Bakırköy ve Başakşehir’de ise bile ortalama aidat bedelleri 3 bin liranın üzerinde.
İstanbul’da ortalama aidat bedeli ise 2 bin lira seviyesini aştı.
Evet, enflasyona bağlı olarak fiyatlar sürekli artıyor ama site aidatlarında gerçekçi bir denetleme mekanizmasının olmaması fırsatçılığa da yol açıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bu alanda yaptığı yeni mevzuat çalışmalarına göre, site yönetimlerinde yetki belgesi zorunluluğu ve mesleki yeterlilik kriterleri aranması planlanıyor.
Umarım bu yönetmelik aidatlardaki artışı frenler.
***
DEVLET DE TASARRUF ETMELİ
Bir vatandaş TBMM Lokantası’nın güncel fiyat listesini paylaştı. Bazı yiyecek fiyatları şöyle:
Brokoli Çorbası 12 TL. Zeytinyağlı Antalya Piyazı 20 TL. Mevsim Salata 24 TL. Hasan Paşa Köfte 66 TL. Keşkekli Kuzu İncik 72 TL. Fıstık Şöleni 18 TL.
Bu fiyat listesi ne zaman sosyal medyaya düşse gündem oluyor.
Ekranda hayat pahalılığına isyan eden de etmeyen de, iktidarı, muhalefeti bütün vekiller Meclis Lokantası’ndaki fiyatlardan çok memnun.
Daha önce de yazdım; vatandaşı enflasyonla mücadeleye inandırmak ve uygulanan politikalara destek olmalarını sağlamak için önce devlet kendi içinde ciddi tasarruf tedbirleri almalı.
Tasarrufa, önce Meclis Lokantası’ndan başlayabilirler. Ve bunun sembolik değeri olabilir.
***
Altyazı
“Denildiğine göre insanların başlıca dertlerinin nedeni anılarmış. Geçmiş olmazsa her gün yeni bir başlangıç olur. Bu harika olmaz mıydı? ” (Dung Che Sai Duk)