Organize suç örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanan Ekrem İmamoğlu dosyasına dair yazı yazmak oldukça riskli bir durum hâline geldi.
20 Mayıs’ta CHP’deki itirafçı krizi üzerine başka bir yazı kaleme almış, Ekrem İmamoğlu suç örgütü dosyasındaki itirafçıların verdiği bilgileri aktarmıştım. Bu satırları yazdığım tarih 10 Haziran. Aradan geçen 21 günde, İmamoğlu dosyasındaki itirafçı sayısı ve verdikleri ifadeler o kadar çarpıcı bir şekilde arttı ki, yeni bir yazıyı artık kaçınılmaz kıldı.
Siz bu yazıyı okuduğunuz sırada, burada adını anacağım kişilerden çok daha etkili yeni itirafçılar ortaya çıkmış olabilir. Bu durum yazının etkisini kısmen azaltabilir. Ancak yine de bu riske girmeye değer.
Ekrem İmamoğlu’nun mal varlığını açıklarken gözden kaçırdığı, değeri 1.5 milyar TL’yi bulan villaları onun adına satın alan Ali Nuhoğlu itirafçı oldu. Nuhoğlu, sadece villaları İmamoğlu için satın almadığını, aynı zamanda İmamoğlu’nun sağ kolu olan Fatih Keleş‘e, poşetler içinde defalarca yüklü miktarda ödeme yaptığını da açıkladı.
Nuhoğlu’nun ifadelerine göre, İmamoğlu’nun ekibi, rüşvet almak amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nden müteahhitlere verilmesi gereken hakedişleri rehin tuttu. İş insanlarına ise bu ödemelerin ancak rüşvet karşılığı yapılacağı söylendi.
Bu açıklamalardan sonra dosyada yer alan başka önemli bir isim ise tutuklu işadamı Ahmet Sari. Sari, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alacağı 3 milyar TL karşılığında, Ekrem İmamoğlu’nun yakın ekibinden Ertan Yıldız ve Fatih Keleş’e toplam 26 kez elden para verdiğini, bu süreçte 232 milyon TL rüşvet dağıttığını itiraf etti.
Mahkemeye verdiği ifadede, tüm bu rüşvetlere rağmen belediyeden hakedişlerini alamadığını, dolayısıyla mağdur edildiğini belirtti. Ayrıca belediyedeki alacaklarını tahsil edebilmek için sistemin bu şekilde çalıştığının kendisine açıkça söylendiğini vurguladı.
İmamoğlu dosyasındaki itiraflar bununla da sınırlı değil. Ekrem İmamoğlu’nun yakın arkadaşı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden büyük ihaleler alan Hüseyin Köksal’ın şoförü Servet Yıldırım da konuştu. Yıldırım, İmamoğlu’nun Hüseyin Köksal aracılığıyla önce Olay TV‘yi satın aldığını ve bu satın alma için İstanbul Büyükşehir Belediyesi kaynaklarının kullanıldığını ifade etti. Olay TV kapandıktan sonra ise benzer bir yöntemle bir tarih dergisinin alındığını açıkladı.
Servet Yıldırım, verdiği ifadelerde paraların hangi tarihlerde taşındığı, kimlerden alındığı ve kimlere ulaştırıldığı gibi kapsamlı bilgiler sundu.
Belli ki Ekrem İmamoğlu suç örgütü hakkında daha çok yazı yazmaya devam edeceğiz. Çünkü karşımızda, başkanlık koltuğuna oturduğu andan itibaren belediye bütçesinin tamamını kendi çıkarları doğrultusunda kullanan bir profil var. 16 milyon İstanbullunun parasını kendi menfaatleri için kullanan, dağıtan ve kurduğu bu organizasyonda en ufak bir zafiyete izin vermemek adına belediyeyle iş yapan tüm iş insanlarını adeta haraca bağlayan bir yapıdan söz ediyoruz.
Ekrem İmamoğlu, kurduğu bu rüşvet düzeninin bozulmaması için, başta belediye personeli olmak üzere dosyada tutuklu bulunan herkese konuşmamaları yönünde baskı ve telkinde bulunuyor. Ancak tüm bu baskı ve susturma girişimlerine rağmen itirafçı sayısının 24’ü aşmış olması, dosyanın ne kadar güçlü deliller içerdiğini açıkça ortaya koyuyor.