Paris Moda Haftası’nda öne çıkanlar

Paris Moda Haftası bu yıl da moda dünyasının en ikonik anlarına sahne oldu. Louvre Müzesi’ndeki etkileyici açılış davetinden, ünlü markaların podyumda yarattığı yankılara kadar birçok unutulmaz detay yaşandı. İşte Sonbahar/Kış 2025-2026 sezonunun en çok konuşulan defileleri ve öne çıkan anları:

Paris Moda Haftası, Louvre Müzesi’nde Louvre Couture sergisi için verilen görkemli bir gala yemeğiyle başladı. Bu özel geceye Türkiye’den Boran Kuzum’un Chopard işbirliği ile geceye dahil olması güzel bir sürpriz oldu.

Dior defilesinin en dikkat çekici konuklarından biri Tuba Büyüküstün’dü. Kombini; zarafeti ve güzelliğiyle bütünleşerek hoş bir görünüm sundu.

Alaïa, moda dünyasında minimalizm ve kusursuz işçilik denildiğinde akla gelen ilk markalardan biri olmaya devam ediyor.

Balmain defilesinde koleksiyondan çok Hande Erçel ‘in davetliler arasında olması konuşuldu. Ünlü oyuncunun iddialı ve sofistike görünümü, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.

Usta tasarımcı Haider Ackermann’ın Tom Ford için hazırladığı ilk koleksiyon büyük beğeni topladı. Markanın imza niteliğindeki zamansız ve sofistike çizgileri, Ackermann’ın modern bakış açısıyla buluşunca ortaya güçlü bir koleksiyon çıktı.

Schiaparelli, couture ruhunu hazır giyim koleksiyonuna taşıyarak benzersiz bir şov sundu. Koleksiyonun her parçasında markanın sanatsal estetiği hissediliyordu.

Ferragamo, deri kullanımındaki ustalığını bir kez daha kanıtladı. Yenilikçi dikiş teknikleri ve modern formlarla güncellenen klasik tasarımlar, markanın köklü mirasını yeni nesille buluşturan detaylar arasında yer aldı.

Alessandro Michele kreatif direktörlüğünde sunulan Valentino koleksiyonu haftanın en çok konuşulanlarından biri oldu. Valentino’nun klasikleşen çizgisinden uzak olan bu deneysel koleksiyon çok eleştirildi.

Balenciaga defilesinin davetlilerinden olan oyuncu Afra Saraçoğlu’nun markanın tarzıyla uyumlu kombini memleketi adeta ikiye böldü. Eleştiri yapanların bilmedikleri nokta, moda evlerinin defilelerine katılan ünlüler ya markanın tarzına göre giyinerek ya da markanın hediye ettiği ürünlerle gider.

Coperni, teknoloji ve moda dünyasını birleştirerek bir kez daha yenilikçi bir şova imza attı. 90’larda bilgisayar oyunlarının grupça oynandığı LAN partilerinden ilham alınarak tasarlanan dekor eşliğinde sunulan koleksiyon hem çok ses getirdi hem de çok beğenildi.

Lacoste markası, Türkiye’den oyuncu Aslıhan Malbora’yı ağırladı. Marlboro, markanın genç ve dinamik ruhuna paralel görünümüyle beğeni topladı.

Courrèges, bu sezonun en iddialı koleksiyonlarından birine imza attı. Markanın zamansız minimalizmini fütüristik dokunuşlarla harmanlayan tasarımlar, podyumda adeta modern bir sanat eseri gibi yankılandı.

Paris Moda Haftası’nın kapanışı Yves Saint Laurent görkemiyle gerçekleşti. Koleksiyon, markanın arşiv renkleri, 80’lerin vatkaları ve Mösyö Saint Laurent ‘in ikonik silüetleri referans alınarak hazırlanmış.

Moda haftası boyunca en şık bulduğum davetliler, Rosie Huntington Whiteley, Kate Moss ve Elsa Hosk oldular. Maskülenlik hiç bu kadar sofistike görünmemişti.

Schiaparelli defilesinde omuzlarda taşınan Doechii, neredeyse katıldığı tüm defilelerde baş davetli olarak moda haftasının en sükse yapan ünlüsüydü.

En ses getiren aksesuarlardan biri lüks çantaların yüksek fiyatlarına gönderme yapılan Zomer markasının sapları oldu.”No Budget (Bütçe Yok)” isimli çanta, mizahi bir yaklaşımla dikkat çekiyor. Çantaların sapları ve charmları olsa da kendileri yoktu. Moda dünyasına yöneltilen bu ironik bakış, markanın yenilikçi tavrını ortaya koydu. Chanel koleksiyonunu kurtaran inci detaylı çantalar oldu. Klasik Chanel zarafetini modern tasarım anlayışıyla birleştiren bu çantaların kapış kapış alınacağına eminim.