6 Şubat depremlerinde Hatay‘da yıkılan ve 14 kişinin hayatını kaybettiği Alya Uçar Apartmanı’nın müteahhiti Hikmet Günsay mahkemede kendini şöyle savundu:
“Ben küçüklükten beri inşaatların içinde büyüdüm. Hatay’da 2003’ten beri 62 bina yaptım, bunların sadece 5 tanesi yıkıldı. Bu da onlardan biriydi. Her şeyi yasal mevzuata uyarak yaptım, vicdanım rahattır.”
Günsay bir röportajında ilkokul mezunu olduğunu ve bin 500’den fazla konut yaptığını övünerek anlatıyordu.
Antakya‘da inşa ettiği konutları “En iyi teknoloji, en iyi malzeme” ve “Yaşlanılacak konut” sözleriyle pazarlıyordu.
Ama ‘ölünecek’ konutlar yaptı!
Asıl tehlike; çok para kazanınca cahilliğin, bilgisizliğin yüceltilmesi!
Bu tipler iki-üç üniversite bitirmiş az maaşla çalışan insanlarla da “Okudun da ne oldu?” diye dalga geçerler.
Depremlerde bu kadar can kaybının yaşanmasının bir nedeni de; iyi eğitim almadığı halde sırf parası olduğu için canı isteyen herkesin müteahhit olabilmesi.
Günsay’ın açıklamasında ‘sadece’ ve ‘vicdanım rahat’, ‘yasalara uygun’ sözlerine takıldım!
Yasalara uygunsan neden yıkıldı bu binalar?
5 binanın yıkılmasını ‘sadece’ yani önemsiz görebilmek nasıl bir ruh halidir?
Müteahhait muhtemelen vicdanı olmadığı için ikisi bebek, biri çocuk 14 kişinin hayatını kaybetmesinden rahatsızlık duymuyor olabilir!
***
GÜRÜLTÜYE HAPİS CEZASI
İstanbul‘da 2022 yılında doktor çift Semra Kahraman ve Süleyman Sıtkı Kahraman‘ın yan binasına taşınan iş insanı Cenk Aşçıoğlu, zamanla yüksek sesli müzik dinlemeye ve gece geç saatlere kadar partiler düzenlemeye başladı.
Komşu çift, rahatsızlıklarını kendisine iletmesine rağmen, Aşçıoğlu’nun bu uyarılara aldırmadığı iddia edildi.
Bunun üzerine çift, polise başvurarak resmi şikâyette bulundu.
Mahkemede savunma yapan Aşçıoğlu, şikâyetlerin asılsız olduğunu öne sürdü.
Ancak savcı, Aşçıoğlu’nun ikazlara rağmen eylemlerine devam ettiğini belirterek cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme, sanığın ‘kişilerin huzur ve sükûnunu bozma’ suçunu işlediği kanaatine vararak 2 ay 15 gün hapis cezasına hükmetti.
Ünlü bir iş insanının düştüğü duruma bakar mısınız?
Bir de uyarılara rağmen gürültü yapmaya devam etmiş.
Mahkemede de iddiaların asılsız olduğunu söylemiş!
İş insanı dediğin vizyon sahibi bir birey olur! Aşçıoğlu galiba komşularını da hukuk sistemini de hiç umursamamış.
En kötü para cezası alırım diye düşündü belki de.
Ülkemizde evde çıkardığı gürültü yüzünden hapis cezasına çarptırılan başka vatandaş var mı bilmiyorum ama ünlü bir iş insanının bu duruma düşmesi trajikomik!
Madem parti yapmayı mahkeme köşelerine düşecek kadar çok seviyorsun o zaman müstakil bir villa al ya da kirala değil mi?
Komşu gürültüsü yüzünden insanların öldüğü bir ülkede gürültü davasında çıkan bu hapis kararı umarım emsal teşkil eder!
***
DİLENCİ, DİLENCİYE MEYDAN OKUDU
“İşimi aşkla yapıyorum.
Her şey ölür, sinyal ölmez” diyen Konyalı fenomen dilenci Doğan’a Bursalı bir dilenci meydan okudu.
Sosyal medyada gündem olan videoda, cebinden çıkardığı bir tomar parayı sayan Bursalı dilenci, Doğan’a seslenerek, “Bir günde 15 bin lira topladım” dedi.
Bunlar dilenci değil insanların vicdanını kullanan dolandırıcılar!
Doktordan, mühendisten daha çok para kazanıyorlar ve namusuyla çalışan insanlarla dalga geçer gibi videolar paylaşıyorlar.
Bin kere haberleri yapıldı.
Çoğunun birçok evi ve bankalarda yüklü miktarda paraları çıktı. “Dilenciye para vermeyin” demekle ya da 1400 TL gibi komik para cezalarıyla bu sorun çözülmez.
Bu kişiler gerçekten muhtaç durumda olan insanlara yardım yapılmasını da dolaylı yoldan engelliyorlar.
Dolandırıcı dilenciler olmasa yardıma muhtaç insanlar ve yardım dernekleri daha çok yardım toplar.
Dilencilere para verilmesini ve bir sektöre dönüşen dilenciliği kesin engelleyecek yasalara ihtiyaç var.
***
FİYATI ALTINLA YARIŞIYOR
Çiçek bamya kurusunun kilosu Amasya semt pazarında 3 bin 300 TL’den satılıyor.
Gram altının fiyatı ise dün güne 3 bin 422 liradan başladı.
Çiçek bamyasının ismini ‘altın bamyası’ diye değiştirelim.
Tamam, toplaması zahmetli, daha sonra iğne yardımıyla tek tek ipe dizilerek kurutuluyor ama fiyatının altınla yarışması abartılı.
Amasya’da bile fiyat buysa büyük şehirlerde ne kadar acaba?
Üstelik çiçek bamyasının yarısı sap, yani çöp!
Fiyat algısı altüst oldu!
***
KOPYA ‘ANTİDEPRESAN’!
Şarkıcı Merve Holefter’in, “Alınsam” adlı şarkısı üç yıl önce çıkmıştı.
Altı ay sonra ise Mert Demir’in Mabel Matiz ile birlikte seslendirdiği “Antidepresan” şarkısı piyasaya sürüldü.
Holefter, “Alınsam” adlı parçasının nakarat melodisinin izinsiz şekilde “Antidepresan” şarkısında kullanıldığını iddia ederek, Demir hakkında “mali ve manevi haklara tecavüz” suçlamasıyla savcılığa başvurdu.
Ve bilirkişi raporunda Holefter’in iddialarının haklı olduğu tespit edildi.
Holefter, “Adaletin yerini bulmasını istiyorum.
Bu asla maddi bir mesele değil, tamamen manevi bir konu” diyor.
Bence bu çok duygusal bir yaklaşım!
Demir genelde kendisine ait az şarkısının olduğu ve canlı performanslarda sesinin kötü olduğu yönünde eleştiriler alıyordu. Demir’in en ‘hit’ şarkısının nakarat kısmının bile çalıntı çıkması büyük hayal kırıklığı.
Eskiden Arap, Yunan vs. şarkılardan kopya çekilirdi. Türkiye’de çıkalı daha üç yıl olmuş bir şarkının nakaratı kopyalanmaya cesaret etmek de garip.
Galiba Demir anlaşılacak olmasını bile umursamamış!
***
Altyazı
“Umarım bir gün seni mutsuz eden her şeyden kaçmak için cesaretin vardır.” (Spirited Away)