Nedir bu Togg düşmanlığı? – YÜKSEL AYTUĞ

Nedir bu Togg düşmanlığı? – YÜKSEL AYTUĞ
A+
A-


Türkiye 100 yıl sonra kendi otomobilini yapmış. Sevinecekleri, gurur duyacakları yerde en iyi bildikleri işi yapıyorlar: Meyve veren ağacı taşlamak!

Muhalefetin lideri, TOGG’u kast ederek “Sizin yaptığınız arabayı da almayacağız” diye nara atıp, boykot çağrısı yapıyor. Onun dümen suyundaki şürekâsı da “Zaten İtalya‘da üretilip Türkiye’ye getiriliyor” yalanıyla algı operasyonuna girişiyor. Gelin görün ki, Gemlik‘teki TOGG fabrikasını hayranlıkla gezen CHP’li milletvekilleri çıkışta özür dilemek zorunda kalıyorlar.

Köprü yaparsın, “Buradan kim geçecek?” diye burun kıvırırlar. 8 şeritli yol yaparsın, “Buraya uçak mı indireceksiniz?” diye saçmalarlar. Uçak gemisi yaparsın, “İki bombalık işi var” diye hainlik ederler. Dünyanın hayran kaldığı ve almak için kuyruğa girdiği İHA‘ları, SİHA’ları PKK ağzıyla eleştirirler. Sanki bu ülkede bir dikili ağaçları varmış gibi…

Muhalefet etmek, sırf mevcut hükümet yaptı diye milli eserlere karşı durmak değildir. O üretilenler, hükümetin değil, devletin ve milletin malıdır.

Devrim otomobiline 70 yıl önce sabotaj yapan zihniyetin CHP’de hortladığını görmek ne acı… “Erdoğan gitsin de, isterse başımıza Apo gelsin” diye düşünenlerden farklı bir tavır beklemek de hayalcilik olurdu zaten…

NOT: TOGG’un T10X modeli Mart ayında 3180 adet satışla, en yakın rakibine 3 katı fark atarak Türkiye’de en çok satan elektrikli araç oldu.


Bu artık milli davadır

Ben bu satırları kaleme aldığım saatlerde Anmet Minguzzi cinayetinin davası henüz başlamamıştı. 14 yaşındayken akranı iki çocuk tarafından sebepsiz yere bıçaklanarak öldürülen Ahmet’in ailesini geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan da ağırlayıp, hem acılarını paylaşmış hem de taleplerini dinlemişti. Bilindiği gibi; aile, katillerin “çocuk” kimliği ve sıfatıyla yargılanmasına karşı çıkıyor. Bildiğim kadarıyla büyük suçlara karışan çocukların yargılanmalarıyla ilgili mevcut kanunlarda ciddi değişikliğe gidilmesi yolunda Cumhurbaşkanımız talimat verdi. Yeni düzenlemenin yakın zamanda yasalaşması bekleniyor.

Aile henüz acısını bile tam manasıyla yaşayamamışken, bazı kişiler tarafından davadan vazgeçmelerinin istendiği, aksi halde ölümle tehdit edildiği iddiaları da dehşet verici. Ve… Bütün bunlar yaşanırken dün sabah bültenlere düşen bir haber hem ailenin hem de içinde birazcık merhamet barındıran herkesin yüreğini dağladı. Muhtemelen o tehditlerin sahibi olan kişiler, Ahmet’in mezarını tahrip etti…

Bu iş artık kriminal bir konu olmaktan çıkıp, “milli bir dava” haline büründü. Bu nedenle verilecek kararın emsal niteliğinde olması gerekiyor.

Bir de, kişisel görüşümü dillendireyim: Suça karışan çocukların ebeveynleri de aynı oranda ceza almalı. Bu işi sadece devlete, yasaya, hakime yükleyip, işin içinden sıyrılamayız.


Ormandaki yalnız ağaçlar

Samsun’da bir annenin öz kızını öldürüp sonra da intihar süsü vermesi, haftanın yürek paralayan bir başka olayıydı. A Haber’de sunucu Cansın Helvacı, Samsun muhabiri Mahmut Erdoğan’a sordu: “Peki o kadının komşuları, katil anne için ne söylediler?” Muhabir Mahmut kardeşim detayları anlatırken muhteşem bir sosyolojik saptamada da bulundu:

“Sevgili Cansın, iki gündür burada kapıları tıklatıyoruz. Kimse o aile hakkında bir şey bilmiyor. Hatta olayın kendi mahallerinde yaşandığından bile habersizler. Her şeyi medyadan öğrenmişler. Bu da komşuluk ilişkilerinin ne boyuta indirgendiğinin bir ispatı adeta…”

Mahmut’un hepimize bildirdiği haber aslında şu: Kapı komşusunun ismini bile bilmeyenlerin coğrafyasında ne aile olunabilir, ne de toplum!..


Gaf’let kürsüsü

Adana’nın en ünlü gece dönercisinden bir görüntü: Ustamız (!) ayakkabıları ile tezgahın üzerinde.

Zap’tiye

Trafik kavgasında atılan armut suç sayılmış. Bence de suç olmalı. Kilosu 60 lira olan meyve atılır mı yahu?

Ne demiş?

“Kısa süreli sabır, uzun süreli pişmanlıktan korur.” (Sadi Şirazi’nin, yol verme cinayetlerini önlemek için her aracın arkasına yazılması gereken sözü)

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.