Ortadoğu‘da sular yeniden ısındı. İsrail ile İran arasında yaşanan son gerilim, önceki çatışmalardan farklı bir boyuta taşındı. Özellikle nükleer tesislerin hedef alınması ve bu saldırıların görüşmelerin sürdüğü bir dönemde gerçekleşmesi, küresel risk algısını artırmış durumda.
Arz yönlü şoklar üretimi kısabilecek, üretimi aksatabilecek. Enerji veya petrol sevkıyatındaki sorunlarla maliyetleri arttırabilecek, enflasyonu yukarı çekebilecek. Bu gerçekten hem yavaşlama hem enflasyon yani stagflasyon riskini arttıran bir durum. Bu işin büyümesi ve devam etmesi durumunda bir süredir ticaret savaşlarının gölgesinde yorulan dünya daha da riskli bir döneme girmiş oluyor.
Peki, Türkiye ekonomisine etkisi nasıl olabilir? Petrol fiyatında her 10 dolarlık artış, Türkiye’nin cari açığına yaklaşık 4 milyar dolarlık bir yük anlamına geliyor. Ayrıca bu artış, enflasyona da 2 puan civarında yukarı yönlü baskı yapabilir. Eğer fiyatlar 70 dolar seviyelerinde kalırsa bu riskler yönetilebilir. Ancak 130 dolar seviyeleri yeniden görülürse, ek tedbirler almak gerekebilir.
Önümüzdeki günlerde gözümüz hem piyasada hem de Ortadoğu’daki gelişmelerde olacak. Ekonomi artık sadece iç dinamiklerle değil, jeopolitik dalgalarla da şekilleniyor.
***
FAİZ KARARI ÖNCESİ HESAPLAR DEĞİŞTİ Mİ?
19 Haziran’da Merkez Bankası faiz kararını açıklayacak. Geçtiğimiz haftaya kadar beklenti, bir sürpriz olmazsa Merkez Bankası‘nın yaz aylarındaki olumlu enflasyon görünümünü fırsat bilip Temmuz’da bir adım atabileceği yönündeydi. Hatta bazı sinyaller, “temkinli bir faiz indirimi hazırlığı olabilir mi?” sorusunu da gündeme getirmişti.
Mayıs ayında gıda fiyatlarındaki yavaşlamayla gelen düşük enflasyon verisi, haziran ve temmuz için de umut verici. Ve doğrusu reel sektörün, iş dünyasının faiz indirimi gibi bir nefese acilen ihtiyacı var.
Fakat İsrail–İran gerginliği ve artan jeopolitik riskler bu iyimser tabloya gölge düşürür mü?
Küresel belirsizlikler her zaman masada olacaktır. Ancak bugünkü görünüm hem enflasyonla mücadeleyi sürdürebilecek hem de ekonomide dengeli bir genişleme sağlayabilecek bir ölçülü faiz indiriminin zemini olabilir.
Bu gelişmeler ışığında Merkez Bankası haziran toplantısında faiz indirimi yapar mı? Karar MB’nin bundan sonra ne kadar risk gördüğüyle ilgili olacak.