Özgür Özel, terör örgütlerini “Siyaset bitmiş, sokak başlamıştır” diyerek sokağa davet etti.
Ardından İngiliz’e yalvardı, Alman’a ve Fransız’a yaltaklandı. Hiçbiri de onu adam yerine koymadı…
CIA-MI6-MOSSAD’ın aparatları yine sahneye çıktı.
“Türkiye Yüzyılı”na takoz olan piyon ve hırsızları böyle gördük.
Bunlar milleti sokağa döküp ülkede kaos çıkarmanın peşinde.
Sonra NATO’yu davet edip işgale başlayacaklar.
Devletin 7/24 görev başında olduğunun farkında değiller ama.
Onlar tepinip dursun, devletinin yanında olanlar sakin olsun.
Başka bir ülkede şehrini soyanın yüzüne tükürürler.
Bizdeki utanmazlar da miting düzenliyor.
Paralı kalemler ise destek atıyor.
Kamunun parasını cebe indiren sözde gazeteciler, Ekrem’in suçsuz olduğuna milleti inandırmaya çalışıyor.
Aldıkları yüklü paranın karşılığını böyle veriyorlar.
Sedat Simavi’nin “Kalemini kır, satma” sözü unutuldu.
Bunlar da kalemini satmanın peşinde.
***
İmamoğlu paraya taptığı için kodeste…
Saraçhane bülbülleri üzerinden suçsuz(!) olduğuna milleti inandırmaya çalışıyor.
Ama takke düştü kel göründü, yemezler yani.
Özgür Özel ise Ekrem üzerinden PR’ını yapıyor.
Yakında CHP’nin adayı olarak sahneye çıkarsa şaşmam.
Kısacası, Ekrem meselesi bitti!
Seçime kadar köprülerin altından çok su akar…
Karısının adaylığı sökmez artık.
Günümüzün solcuları çalıyor, suçunu ise Atatürk’le örtmeye çalışıyor.
Uğur Mumcu, “Bu ülkede banka soyarken kar maskesi, devleti soyarken Atatürk maskesi takılır” demedi boşuna.
Haberleri olsun, bir operasyon daha geliyor.
Saraçhane bülbülleri yataklarından alınacak.
Listeleri bile hazırdır…
İhanet eden, hırsızlık yapan, yetim hakkı yiyen, ülkeyi satanlar için bu operasyon çok gerekli.
***
Yaptıkları ortaya çıkınca kimsenin yüzüne bakacak hâlleri kalmayacak!
Bunlar için “Niye ÇALDINIZ” denmiyor da “Niye YAKALADINIZ” diyorlar!
Saraçhane bülbüllerine parayı kameraman Emrah veriyordu.
“Gazeteci” geçinen şu utanmazlara bakın hele.
Ekrem Efendi resmi olmayan bir harcama yapacaksa ya da birini satın alacaksa, bunun için bir bütçe oluşturulacaksa hemen Tuncay ve Fatih Keleş ikilisine görev verirdi.
Tabii Murat Ongun’a da…
Mesela Halk TV, mesela Birgün, mesela Sözcü, mesela Cumhuriyet, mesela Nefes ve Odatv…
Hatta Ruşen Çakır’ın yalan makinesi ve diğerleri…
Bunlar kalem kırmayan gazeteci tayfasıdır.
Parayı alınca yalanlarıyla beyin yıkama makinesine dönerler.
Maltepe mitinginin üfürülen rakamı ile önseçim masalına katılanlarla ilgili palavra sayıyı köpürten onlardı.
***
“Bizi bu kadar perişanlığa sürükleyenler, çoluk çocuğunun ciğerinden et yiyerek iyileşmeye çalışsınlar ve iyileşemesin!”
İnsan evladının edeceği bir beddua değil bu!
Bu bedduanın imtiyazı FETÖ’ye aittir.
Hasan Efendi’nin FETÖ’den feyzaldığı belli.
Yıldızlı’daki arsayı yurt yapması için FETÖ’ye veren oydu.
Oğlu Ekrem’e FETÖ’nün kanalında program yaptıran da.
Özgür Özel’in adı boşuna FETÖ ile anılmadı.
Hepsinin FETÖ ile takıntısı olduğu belli.
Gerçi adam da haklı(!)…
Çaldıkları parayı aktardıkları şirketlerinden oldular…
Saraçhane bülbülü Şaban Sevinç ise Ekrem’in babası Hasan’ın bedduası için boşuna, “Bizim kültürümüzde beddua etmek vardır. Aile içinde de beddua edilir” diyerek savunmadı.
Hangi yamyam kabilesindensin sen Şaban?
“Çocuğunun ciğerinin etini ye” diye bir beddua ben duymadım da…