Batı çok çarpıcı bir paradoksla karşı karşıya… Geçen yüzyılın ilk yarısında faşist Hitler’i üreten Batı medeniyeti, 100 yıl sonra bu kez, İslam coğrafyasında “pis işler” misyonu yüklediği yeni bir Hitler üretti: Siyonist Netanyahu…
Ülkesini Batı’nın “pis işler aparatı”na dönüştüren Netanyahu, bu görevini de eksiksiz yapıyor. 7 Ekim sonrası Gazze’de başlattığı soykırımı, Lübnan, Suriye, Yemen saldırıları ve İran savaşıyla sürdürüyor. Yetmiyor, çevre ülkeleri de “İçinizi karıştırırız” diye tehdit ediyor. Bu tablonun asıl sorumlusu da hiç kuşkunuz olmasın “insan hakları ve demokrasi” havarisi kesilen Batı emperyalizmi.
Peki bu gerçeği en acı biçimde yaşayan Doğu ne yapıyor? Özellikle de İslam ülkeleri…
Sanıyorum ilk kez Doğu “bıçak kemiğe dayandı” noktasında. Hâlâ korku duvarını aşamayan ülkeler var, ancak bu gerçeğe rağmen Türkiye’den Malezya’ya, Pakistan’dan Somali’ye çok sayıda Müslüman ülke zorlayıcı diplomasinin olanaklarını kullanıyor ve aynı zaman diliminde ortak karar almanın yolları aranıyor. Bu açıdan Türkiye’nin İstanbul’da ev sahipliğini yaptığı, tarihi ve kritik İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanlar Konseyi toplantısı bir dönüm noktası olabilir.
Başkan Erdoğan o toplantının açış konuşmasını yaparken, çok net bir biçimde ülkelerin ortak yol haritasının çerçevesini de çizdi.
BATI’NIN YENİ HİTLER’İ
Önce emperyalistlerin yüzyıl önce bölgeyi parçalayan siyasetine dikkat çekti:
“Türkiye olarak bölgemizde sınırları kanla çizilecek yeni bir Sykes- Picot düzeninin kurulmasına izin vermeyeceğimizi burada önemle vurguluyorum.”
Sonra da sadece İsrail’i değil arkasındaki güçleri uyaran sert bir çıkış yaptı:
“Bakınız, bundan tam 90 yıl önce Hitler’in çaktığı kıvılcım nasıl ki Pasifik’ten Atlantik’e, Hint Okyanusu’ndan Kuzey Denizi’ne kadar bütün dünyayı ateşe attıysa, bugün Netanyahu’nun siyonist emelleri de bölgemizi ve tüm dünyayı büyük bir felakete sürüklemekten başka bir gaye taşımıyor.”
Umarım bu toplantı, 7 Ekim sonrası Gazze için yapılan Riyad toplantısına benzemez. O toplantıda Türkiye’nin hava sahasını kapatma gibi önerilerinden biri veya birkaçı hayata geçirilebilseydi bugün İsrail bu kadar pervasız İran’a saldıramazdı.
***
CHP’DE ‘ASKIDA BİLET’ VURGUNU İDDİASI
Şu sıralarda CHP sabah akşam yolsuzluk iddialarına cevap vermekle uğraşıyor. Ortada hiç yolsuzluk iddiası yokmuş ve siyasetin önü kesiliyormuş gibi bir savunmaları var. Doğru mu değil mi yargı sürecinde göreceğiz ama CHP, tarihinde -bugünküyle kıyaslanamayacak kadar küçük İSKİ Skandalı hariç- hiçbir dönem bu kadar yolsuzluk iddiasıyla sarsılmamıştı. Nereye elinizi atsanız karşınıza bir “yolsuzluk” iddiası çıkıyor.
Bu durum İmamoğlu benzeri yeni siyasi aşıyla mı alakalı yoksa uzun iktidar açlığından mı kaynaklanıyor bilinmez ama ortada bir gariplik olduğu da çok açık. Bakın iş CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘e kadar uzandı. Arka planda da siyasi kankası Veli Ağbaba’nın adı geçiyor. Haberi veren de CHP’lilerin Ankara Kuşu…
İzmir 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2024/148 esas sayılı bir davadan söz ediliyor ve şöyle deniyor:
“Adına ister Obilet vurgunu, ister askıda bilet vurgunu, ister vakıf vurgunu deyin… Tülov Vakfı tarafından Obilet’e aktarılan para ile ilgili Özgür Özel açıklama yapsın.”
Niye bunu istiyor? Çünkü seçim döneminde üniversite öğrencileri oy kullansın diye askıda bilet parası toplanmış. Ama iddiaya göre o paralarla bilet alınmamış. İstanbul’daki rakamlarla kıyaslanmaz ama 36 milyon TL de az değil. İşin sorumlusu olarak da İzmir’in yeni ağababası Veli Ağbaba’ya yakınlığıyla bilinen B.U. gösteriliyor.