İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, geçtiğimiz günlerde greve giden DİSK‘e bağlı Belediye İş Sendikası‘na üye işçilerden 1030’unun işten atılması için gerekli işlemlere başladıklarını duyurdu.
Diğerleri bir yana, CHP’nin DİSK’ten gelen milletvekilleri Süleyman Çelebi, nam-ı diğer Lastikçi Kani (Beko) bu işe ne diyorlar?
Peki, Anayasa çerçevesinde haklarını arayan işçilere “İzmirli değiller, Kürt bunlar, hain” diye saldıran güya solcu, emekçi dostu gazeteciler bu lokavt kararına bakalım nasıl kılıf bulacaklar?
Evet, devrimciler partileriyle el ele verip grevi kırmayı başarmışlardı.
Belediyelere kiraladıkları “karanlık Oda”lardaki “İşçinin karnını fazla doyurursan böyle olur, aldıkları maaş nelerine yetmiyor” temalı yazılarına “Ekonomizm temelli işçi mücadelesinin zararları” şeklinde başlıklar atmışlardı.
Farkındayım. Marx’tan alıntılarla grev kırıcılığı yapan, CHP’nin oy ve milletvekili deposu Devrimci İsçi Sendikaları Konfederasyonu’na bile “sarı sendika” diyen bu ekip fütursuz.
Ama yine de bu kez mızrağı çuvala sokmakta zorlanacakları kesin. Zira uzunca bir süre sonra, Türkiye‘de 12 Eylül anayasasıyla işverene tanınan lokavtı hayata geçirmek, bir defasında 1030 DİSK’li işçiyi kapı önüne koymak yine CHP’ye nasip oldu.
Önümüzdeki 1 Mayıs’ta da CHP ve DİSK kol kola girip Marx resimleri ve “Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri yok” yazılı pankartlar önünde slogan atarlar.
***
İRAN DA MÜSAİT TABİİ
Şu an dünyanın tek gerçek gündemi, canlı yayında izlediğimiz İsrail’in Gazze‘de yürüttüğü soykırım.
İki yıla yaklaşan vahşette geldiğimiz aşama, un yardımı vaadiyle açık alanlardaki kafeslerin içine çekilen sivillerin üzerine ateş açılması.
Geçtiğimiz akşam Sebep Sonuç’ta görüntülerini yayınladığımız İsrail’in son katliamında 57’si yardım bekleyen kişiler olmak üzere aralarında kadın ve çocukların olduğu 80 kişi hayatını kaybetti.
Tam, içinde Greta Thunberg’in de olduğu Madleen teknesi soykırımın dünya genelinde konuşulmasını sağlamıştı ki yeniden İran kartını çektiler.
İsrail, İran‘ı her an vurabilirmiş.
İran televizyonları da füze stoklarına ve gizli silahlarına dair görüntüleri yayınlamaya başladı.
İran sinemasının son savaş filmini hatırlatmama gerek var mı?
Ha “Bugünlerde zaten eski filmlere, dizilere sardım zaten” diyorsanız, o sizin bileceğiniz iş tabii.
***
EKŞİ ÇÖPLÜK BİLDİĞİNİZ GİBİ
Pek çok ülkede Holokost’un tartışılması dahi yasalara göre yasak.
Üzerinden 80 yıl geçmiş bir olaya dair yaklaşımın sebebi “insanlıkla” izah ediliyorsa, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin soykırım diye tanımladığı İsrail’in Gazze’de yürüttüğü operasyona destek vermek neden serbest?
Geçen gün ekşi çöplük sitesinde bir tartışma önüme düştü.
Aman Allah’ım…
Kullanıcıların ne kadarı memlekette bilmiyorum ama havaya bakılırsa Türkiye’de İsrail’den daha fazla soykırım taraftarı olduğuna emin olabilirsiniz.
***
TAVUKLARA ÖZGÜRLÜK
Yazın korku nesnesi keneler.
Açık alanda kenelerden kaçan sosyal medya gazetecilerinin maceralarını izliyoruz.
Tarım Bakanlığı’na dağı taşı ilaçlaması çağrıları yapılıyor.
Aman!
Kimyasal çözümler dengeyi daha da bozuyor.
Kenelerin sayısı arttı mı bilmiyorum. Ama çözüm istiyorsanız keklik avını yasaklayın mesela. Kafeslere hapsedilen tavukları salın. Serbest serbest gezip kenelerin kökünü kazısınlar. Yumurtalarını da serbest gezen tavuklar yumurtası diye iki katı fiyatına satabilirsiniz.