Dünya, bugün bildiğimiz dünya epeyce ihtiyar artık…
Kapitalizm sonrası dünyayı kastediyorum.
Yani yakın zamanda çok çekeceğimiz var.
Hızlı hızlı yürümek, hatta koşmak istiyor ama imkansız.
Bazı politikacılar, Trump mesela, ona “boşver sen” diyor; “hissettiğin yaştasın!”
Fiyakalı laflar da bir yere kadar…
İnsan için de öyle derler ama daima hissettiğimizden daha yaşlıyızdır; hislerimize yetmez gücümüz…
Dünyaya bir büyük çalkantı, devasa silahlanma ve muhtemel bir savaş hedefi biçenlerin de anlamak istemediği nokta bu işte!
Silahlanmak için yarışırken kalpten gidecek bir dünya bu…
***
Almanya ağır biçimde silahlanma kararı aldı…
Farkında mısınız?
Çok büyük olay…
Aslında NATO‘ya alınmasıyla birlikte üzerindeki “silahlanma kısıtı”nın kaldırılmasına rağmen askeri bakımdan cüce bir devlet olmayı seçmişti Almanya. Böylece ekonomik bakımdan Avrupa‘ya hakim oldu ve İkinci Dünya Savaşı‘ndaki yenilginin intikamını aldı…
Lakin şimdi işler değişiyor…
Küreselciler Ukrayna‘da savaşın devam etmesini istiyor ve Almanya’yı cepheye itiyorlar…
Düşünün…
NATO ülkeleri askeri harcamaları iki katına çıkartırken, Almanya çok kısa süre içinde dört katına çıkardı…
Ne oluyoruz?
21’inci yüzyılda yeni bir Prusya mı doğacak?
Eskiyi yeni diye mi pazarlayacaklar?
***
Kapitalizm sonrası dünyanın haline neden ihtiyarlık diyorum?
Çünkü “ileriye bakmak”tan çok söz ediyoruz ama gözümüz hep geçmişte…
Boşuna mı, Avrupa ülkelerinde geçen yüzyılın partileri hortluyor; boşuna mı Batı TV’lerinde “Almanya silahlanıyor, geçen yüzyılın korkunç hayaleti canlanır mı?” diye tartışmalar yapılıyor?
Ya bizim TV’ler?
Gazze’yi konuştuktan iki dakika sonra kahkahalar atılan kanallardan ne bekliyorsunuz?
***
Kafası çalışan, az çok bilgisi olan, dünyadan haberdar bizlerin hali de ihtiyarlık…
İhtiyarlara özgü bir temkinlilik diyeceğim de…
Çok iyi niyetli bir ifade olur…
Daha çok “tecrübeye doymuşluktan kaynaklanan bir bıkkınlık“ demek gerek…
***
NOT DEFTERİ
Mezarlıktan döneli iki saat oldu, evdeki sessizlik sürüyor. Neyin değişeceğini merak ediyor olmalılar. Üzüntünün altında sinsice merak edilir. Yaşayanlar için hayatın ne yönde değişeceğine dair umutlar filizlenir. (ÖMER F. OYAL / Gemide Yer Yok)