Hoş geldin 2025 – YAVUZ DONAT

Hoş geldin 2025 – YAVUZ DONAT
A+
A-


Sağlıklı, mutlu, barış içinde, huzurlu günler dileğiyle… Nice yıllara.

Yılın ilk gününde… “Geçen hafta ölüm yıldönümünde andığımız” İstiklal Marşı’mızın şairi Mehmet Akif Ersoy’dan “iki mısra” paylaşmak istiyoruz:

“Post üstüne hem kavgaların hepsi nihayet,

Hâlâ mı boğuşmak? Bu ne gaflet ne rezalet.”

***


Derin danışmanlar

Yeni yılı Mehmet Akif‘le karşıladık… Dilerseniz Yunus Emre ile devam edelim.

Biliyorsunuz… Ülkemizde “her konuda” enflasyon var.

“Danışman enflasyonu” da bunlardan biri.

Ortalık danışmandan geçilmiyor. Siyasi partiler… Danışmanlarla dolu. Televizyon kanallarında… “Eli sopalı” danışmanlar.

Yunus Emre… Sanki bu günleri görmüş gibi:

“Dosttur bizi okuyan,

Üstümüzde şakıyan,

Şimdi üç buçuk okuyan,

Derin danışman olur.”

***


Siyasetin ‘turşu’ sorunu

Enflasyondan söz etmişken… “Siyasi parti enflasyonu” konusunda bir çift söz etmeden olmaz.

Parti kurmanın, turşu kurmaktan kolay olduğu bir ülkede yaşıyoruz… Şaka değil.

2025’e girerken… Türkiye‘deki siyasi parti sayısı kaç? Biliyor musunuz?

50 değil… 100 değil… Tam “161”.

Yetmez… Bu sayı az… Yenilerini bekliyoruz… En az 200 olmalı. Sahi… Bizden başka “161 partili demokrasi” var mı?

***


Meclis‘in kirli tutanakları

Türkiye Büyük Millet Meclisi… Kürsüde efsanevi Başbakan Adnan Menderes… 22 Şubat 1955:

“Hükümete gelenlere hep sövülüp sayılacak mı? 3 sene… 4 sene… Anamıza, babamıza, silsilemize, sülalemize işitilmedik, söylenmedik küfürleri yaptılar.”

Evet… Dün yaptılar… Bugün yapıyorlar… Yarın da yapacaklar. Sadece “hükümettekiler” değil… Siyaset yapan herkes… Küfürden nasibini alıyor… Almaya devam edecek.

TBMM tutanakları küfürlerle dolu… Ana, avrat.

2025’e girdik… “Artık tutanaklar kirletilmesin” diyeceğiz ama… Zor… Çok zor… “Ağızlar” alışmış bir kere.

Bu ağızları… Bu tutanakları… Ne Persil temizleyebilir ne de Ariel, Finish, Bingo, Fairy, Yumoş, Pril, Perwoll, Omo.

***


Güle güle Narin melek

Aylarca… Bir melek için ağladık… Narin Güran. Nihayet… Adalet yerini buldu… Meleği katledenler, ömür boyu güneş göremeyecekler.

Tarih dedenin sayfalarından bir not aklımıza geldi… Tam yeri ve zamanı… Paylaşmak isteriz.

Şehzade Süleyman (Kanuni Sultan Süleyman) Manisa sancağında valilik yaparken… Babası Yavuz Sultan Selim ona bir “Siyasetname” gönderir. Manisa’yı iyi idare etmesi için “neler yapması gerektiğinin” madde madde sıralandığı bir “belge.”

İşte… Bu tarihi belgeden bir bölüm… Kelimesi kelimesine:

“Eğer… Bir cemaat, bir mahalle veya bir köy içinde adam öldürülmüşse… O cemaat, mahalle veya köy halkı öldüreni bulmak zorundadır… Bulamazlarsa fidyeyle cezalandırılacaklardır.”

Anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran… Amca Salim Güran ağırlaştırılmış müebbet hapis, komşu Nevzat Bahtiyar, 4 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırıldılar… Adalet yerini buldu.

Ya köy… Yemin etmiş gibi susan köylü… Onlara ne demeli?

Emeğe saygı… Kaynak verelim:

“Kitap… Manisalı Padişahlar… Manisa Valiliği Yayını… Doç. Dr. Mehmet Çelik.”

***


İki önemli söz

İkisi de “lider” sözü… Birincisi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in “bana söylediği… SABAH

Gazetesi’nde manşet olan… Haftalarca konuşulan” söz:

“Makama saygıdan asla taviz yok.”

Türkiye… Bu sözleri alkışladı.

Fakat… Fanatik CHP’liler… Bazı klavye kahramanları… Kâğıttan kaplanlar… Özgür Özel’i linç etmeye kalktılar.

“Ne demek makama/ Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saygı?” diyerek.

İkinci söz… 2024’e damga vuran lider sözü… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan söyledi:

“Türkiye, Türkiye’den büyüktür.”

Yine bir linç girişimi… Eleştiri fırtınası:

“Bu nasıl söz? Türkiye’nin, başka ülkelerin toprağında gözü mü var?”

2024’ün son haftasında… Üsküp’ten Van’a dolaştık. Ve gördük ki… Balkanlar’da… Van’a yılbaşı geçirmeye gelen İranlılarda… “Türkiye hayranlığı” tavan yapmış.

Evet… Türkiyem… Sözü dinlenen ülkem… “Türkiye’den büyük.”

Bu sözden rahatsız olmak… Neden?

***


Kitap dünyası

Özdemir Asaf (1923- 1981) … Cumhuriyet döneminin iz bırakan şairlerinden.

“Çiçekleri Yemeyin” kitabına göz gezdirirken (Bilgi Yayınevi-1975) bir şiiri dikkatimizi çekti:

“Bürokrasi.”

Usta şair rahmet istedi… İşte o şiiri:

“Kim ne derse desin fren bürokrasidir,

Cücelerle kol kola giren bürokrasidir,

Bilenler bilmeyene anlatmalı bu yolda,

Bence en yavaş giden tren bürokrasidir.”


Şairin bunu yazdığı yıllarda… Kara tren vardı… Çuf çuf çuf… Yavaştı.

Şimdi… Yüksek Hızlı Tren devrindeyiz.

Sahi… Bürokrasi, hızlı giden trene ayak uydurabildi mi? Karar sizin.

***


Dedemin duası

Yeni yılın ilk yazısına bir duayla nokta koyalım… “Amin” diyerek.

Dede Korkut’un duası:

“Gölgeli ağacımız kesilmesin,

Ormanlarımız seyrelmesin,

Çağlayıp akan sularımız kurumasın,

Ümidimiz üzülmesin,

Kanatlarımız kırılmasın,

Ocağımız yanar dursun,

Çıramız heç vakit sönmesin.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.