Haftanın notları: Ne zaman hayattan konuşacağız?

Anlamıyorum…

İnançlı insanların “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” sözüne ayılıp bayılmalarını anlamıyorum.

Uzatıp karıştıracak bir şey yok oysa…

“Dosdoğru olacaksın!”

***

Trump bütün dünyanın suratına acı gerçeği tokat gibi çarptı…
Nedir o?
Para ile güç arasındaki ilişki…
Arapları gördünüz işte!
Trump’ı ve yanında getirdiği işadamlarını paraya boğdular, ticari anlaşmalar yaptılar, hepsi tamam!
Ama asıl ne yaptılar?
Trump’ın şahsında ABD’nin hegemonik gücünü onayladılar.

***

Görülüyor ki…
Çin‘in de bu hegemonik alanda “güçlü oyuncu” olmaktan başka derdi yok şimdilik.
Putin direniyor.
Direndiğini de apaçık biçimde gösterdi…
Ukrayna barışını Trump’a çaldırmadı!

***

Global sağlık sorunları ve medyatik sağırlık üzerine vurgu yapan yazılarımdan sonra bir dolu mail ve sosyal medya mesajı alıyorum…
Gelen mesajlara bakılırsa, 2022 ile 2025 arasında ailesinde akciğer ve kalp hastası olmayan kalmamış gibi…
Kanser almış başını gitmiş…
Herkes somut olgulardan; akrabalarından ve yaşadıklarından söz ediyor, öyle genel kanaatlerden değil…
Bunları konuşuyor muyuz peki?

***

Ekran çubukluları askeri teknolojiden bir anda Avrupa Birliği sorunlarına; enflasyondan uluslararası ilişkilere müthiş bir kıvraklıkla geçiveriyorlar…
Kaçındıkları tek bir alan var…
Hayat!
Dümdüz hâliyle hayat!
O alanda iki çift laf bile etmezler…
Mesela çocuklarının eğitiminden konuşsalar, çarşı pazardan, sağlık kurumlarıyla ilgili tecrübelerinden konuşsalar…
İyi olur, diyeceğim de…
Berraklığa hiç alışık değiller ki!

***

Yanımdaki masada 40’larında bir adam ve 30’larında bir kadın var…
Şimdi olmasa bile birkaç güne yollarını ayıracak gibiler, hâllerinden belli…
Adam, biraz utangaç biçimde ve çok alçak sesle “Seni hep seveceğim” diyor.
Kadın sesini çıkarmıyor.
Belki şöyle düşünüyor: “Hep…
Kuşkulu bir ifade… Şu anda sevmiyor, sevemiyor…”

***

Bir zamanlar dikkatle okuduğumuz düşünürlerden olan Isaiah Berlin‘e bir arkadaşı şöyle demiş: “Yalnızlık başkalarından uzak yaşamak değildir; söylediğin şeylerin başkalarına uzak, anlamsız, anlaşılmaz gelmesidir.”

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Haşmet Babaoğlu | Haftanın notları: Ne zaman hayattan konuşacağız?