Erken kanser teşhisi destekli estetik cerrahi

Erken kanser teşhisi destekli estetik cerrahi
A+
A-


Sosyal medyada İstanbul Havalimanı için, ‘İstanbul Hairport‘ paylaşımlarına denk geldiniz mi hiç, bilemiyorum? Ya da THY için, ‘Turkish Hair Lines‘ ifadesi hiç karşınıza çıktı mı? Son zamanlarda sık sık önüme düşen bu sempatik/ esprili paylaşımlar, saç ektirme dâhil Türkiye’nin sağlık turizminde ne kadar hızlı yol aldığını gösteriyor. Zaten rakamlar da bu hızı doğrular nitelikte.

Hizmet İhracatçıları Birliği’ne (HİB) göre Türkiye’nin hizmet ihracatı 2028 yılında 200 milyar doları aşacak. Ve bu 200 milyar doların içinde sağlık turizmi gelirlerinin de 10 milyar doları aşması bekleniyor. 2023 yılında Türkiye’nin sağlık turizminden elde ettiği gelirin 2.3 milyar dolar olduğu düşünülünce 5 yılda 5 kata yakın bir büyüme öngörüsü söz konusu.

Hizmet ihracatında turizm; Türkiye’nin deneyimli olduğu bir alan. Ama çok büyük bir katma değer sağlayan sağlık turizmi elbette ciddi bir sofistikasyon, altyapı, uzmanlık ve yüksek teknolojili ekipman gerektiriyor. Saç ektirme örneğinden devam edersek, Türkiye’de sağlık turizmindeki büyüme, bu konuda evrensel esprilerin geliştirilmesini sağlayacak seviyede.

Sektörün önemli isimlerinden Murat Oğuz da son yıllardaki bu ivmelenmeye dikkat çekti. Estetik cerrahi pazarının Türkiye’de milyar doların üzerinde bir büyüklüğe ulaştığını hatırlatan Oğuz, bu rakamın yarısının yabancı hastalardan geldiğini söyledi. Ardından yabancı hastaların yüzde 50’sinin de revizyon yani daha önce yaptırdıkları bir estetik işlemi düzeltme/ yenileme için Türkiye’ye geldiklerini ekledi. İşte bu kısım sağlık turizmi hedefleri açısından son derece önemli diyen Oğuz şu bilgileri paylaştı:

“Türkiye sağlık turizminde ve özellikle estetik cerrahide birçok gelişmiş ülkeden bile daha iyi durumda. Dünya Estetik Cerrahi Derneği (ISAPS) verilerine göre estetik cerrahi sektöründe Türkiye dünyada 6. sırada. Sektör büyüdükçe, hasta sayısı arttıkça Türkiye’nin de konumu güçleniyor.”

Türkiye dâhil Avrupa’da kadın nüfusunun yüzde 6’sında meme implantı olduğunu hatırlatan Oğuz, araştırmaların bu işlemi yaptırmak isteyen kadınların sayısının çok daha fazla olduğunu gösterdiğine vurgu yaptı. Örneğin 20 bin kadının katıldığı son sektör araştırmasında kadınların yüzde 75’inin göğüs estetiğine ihtiyaç duyduğunu belirttiğini ancak bunların yüzde 69’nun toplum baskısı yüzünden herhangi bir işlem yaptırmadığını söyledi. Gelinen noktada sağlık teknolojilerinin kadınların endişelerini ortadan kaldıracak şekilde geliştiğini kaydeden Oğuz, şu bilgileri paylaştı:

Ameliyatsız, 15 dakikada uygulanan meme harmonizasyonu yöntemi bu alanda yeni bir kategori açtı. Üstelik meme içine bir sensör yerleştirilmesi imkânı da var. Bu sensör kansere yol açan kötü huylu hücreleri tespit ediyor ve daha kitle oluşmadan ilgili doktora bilgi gönderiyor.”

Oğuz’un anlattığı gelişmeler özellikle güzellik zorbalığına maruz kalan kadınlar açısından son derece önemli. Buna bir de kanserde erken teşhis imkânını eklediğinizde ihtiyaç duyan/duyacak kadınların sayısının git gide artacağını gösteriyor. Tabi bu alanda daha şimdiden rakiplerine fark atan Türkiye’nin sağlık turizmi gelirlerinin de.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.