En güzel hikâye Şener Hoca’nınki

En güzel hikâye Şener Hoca’nınki
A+
A-


Onca teknolojiye, araştırmaya rağmen bilim fayların kırılacağını, hareket edeceğini bize dakikalar öncesinde bile söyleyemiyor.

En meşhur deprem adamları ise bu belirsizliğe karşın fayların aylar, hatta yıllar sonra ne yapacağını anlatıyorlar.

Kendilerinden çok eminler.

Gelecekten bahsediyorlar ama aslında anlattıkları tarihten ibaret. Zira projeksiyonları hep yüzyıllar önce yaşandığı söylenen depremlerle başlıyor. Abartıya düşkün seyyahların hikâyeleri dışında elimizde sağlıklı veriler olmadığı hâlde yer hareketlerine dair periyotlardan bahsediyorlar.

“250 yılda bir olurmuş. Oldu mu da çok büyük olurmuş” falan…

Malum pazar geniş. Memlekette deprem travması olan duygusal istismara açık milyonlarca insan var.

Bu yüzden tek işi, her gün ağlayarak basına “Deprem olacak diyorum” diye beyanat vermek olan deprem profesörleri bile çıkıyor.

İçlerinde en popülerleri de kuşkusuz Celal Şengör. Akademideki pozisyonu Fatih Altaylı‘nın basındaki yerine denk düşen Şengör de şöhretini ağzından çıkanlardan sorumlu değilmiş gibi davranmasına borçlu.

Sallıyor da sallıyor.

Eskiden “Bu kış komünizm geliyor” geyiği vardı, jeoloğumuz 99 depreminden beri “Bu sene değilse seneye” diye korkutuyor.

İstanbul 6.2’yle sallanırken yine sallıyordu. İnsanlar deprem korkusuyla bu soğukta dışarıda gecelerken, “Bu iyi davranan bir deprem, bekleyin 30 kat büyüğü gelecek” diye felaket tellallığı yapıyordu.

“İstanbul’dan kaçın” diye uyarmayı da ihmal etmiyordu elbette.

Nasıl olsa, “Bu kadar ukalalık yapıyorsun, herkese cahil diyorsun ama hiçbir söylediğin olmadı, bundan sonra sana nasıl itibar edelim” diyen de yok.

Kabul edelim, bilimsel performansının tartışma konusu olmaması için bel altına inmekte, sansasyon yaratmakta çok usta. Çok az akademisyen onun kadarını göze alabilir.

Elbette camia bunlardan ibaret değil. Bilimsel disiplinin sınırlarını bilen, işiyle meşgul pek çok bilim adamımız var.

Ben, “İstanbul depremi bitti, stres azaldı” diyen Profesör Şener Üşümezsoy’un bilimsel hikâyelerini seviyorum mesela.

Yarınımızı kestiremediğimiz bir dünyada geleceğe dair felaket senaryolarıyla karamsarlaşacağıma, aynı verilerle “Eğer Marmara’da 7.9’luk, 8.1’lik deprem derseniz ne tarihte olmuştur ne de gelecekte olacak. Öyle olsa katastrofik olarak şehir yok olurdu” diyen Üşümezsoy’un mantığıyla umudumu korumaya çalışıyorum.

Evet, tam olarak öyle; bu bir tercih.

Ya kötüyü bekleyeceksin ya da iyiyi.

***


MESELE PARK DEĞİL, SEN HÂLÂ ANLAMADIN MI?

Betona, demire ve cama gömülmüş İstanbul’un en acil ihtiyacı soluk alacağımız boş alanlar.

Çarşamba günkü deprem bize millet bahçesi konseptinin ne işlere yarayacağını ve ne büyük bir ihtiyaca cevap verdiğini açıkça gösterdi.

İçerisinde farklı tesisler barındıran bu büyük parklar, binlerce İstanbullunun güvenle sığındığı hatta gecelediği mekânlar oldu.

Yetmez, daha fazla millet bahçesi!

Bu arada özel kahveciler bile şubelerini sabaha kadar açık tutup halka ikramda bulunurken İBB, Kent Lokantaları’nı deprem günü neden mesai bitiminde kapattı? Çorba mı bitti?

***


EKREM BEY DIŞARIDA OLACAKTI Kİ…

Memleket depreme kilitlenmişken, millet can derdindeyken, devlet seferber olmuşken ana muhalefet et derdinde.

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, “İstanbul’da deprem oluyor… Ama İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı ve arkadaşları şu anda cezaevinde! Deprem için çalıştaylar düzenleyenler, İstanbul’a eylem planı hazırlayanlar bugün demir parmaklıklar ardında! Sahada, vatandaşın yanında olmaları gerekirken; AKP’nin kirli operasyonlarıyla cezaevinde tutuluyorlar! Bu vebali asla ödeyemezsiniz” diyor.

İmamoğlu’nun 6 yıldır depremle ilgili hiçbir şey yapmadığını anlatmayacağım. İBB verileri ortada. Göreve geldiği gibi ilk yaptığı iş deprem bütçesini reklam bütçesine aktarmak oldu.

Ama birkaç gün önce Twitter hesabından, Çevre Bakanlığı’nın İstanbul’da yaptığı depreme dayanıklı 24 bin sosyal konutuna attığı çamur hafızamızda.

Ayrıca kentsel dönüşüme karşı savaş açan İmamoğlu dışarıda olsaydı da muhtemelen depreme İstanbul dışında yakalanacaktı.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Melih Altınok | En güzel hikâye Şener Hoca’nınki

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.