Kahve, tahıllar ve hatta meyve suyu gibi gıdalar, gözlerde kaşıntı, hassas cilt, nefes darlığı, şişkinlik veya ishal gibi sağlık sorunlarına neden olduğu iddialarıyla suçlanıyor. Peki, siz de sosyal medyada popülerleşen “küf toksisitesinden” muzdarip olabilir misiniz?
Sosyal medyada yayılan uyarılar, ekşi mayalı ekmek, peynir gibi bazı gıdaların içerdiği küfün alerji, intolerans ya da toksisite belirtilerine yol açabileceğini öne sürüyor.Birçok sosyal medya fenomeni, gıdalardaki küfün çeşitli sağlık sorunlarının kaynağı olduğunu iddia ediyor.Ancak, tıbbi uzmanlar bu iddialara şüpheyle yaklaşıyor. Warwick Tıp Fakültesi’nden Dr. Jose Costa, “Küflü gıdalara maruz kalmak, kaşıntılı veya şiş gözler ve alerjik astım gibi semptomlara yol açabilir, ancak bu gıda kaynaklı değil, kötü havalandırılmış, nemli ortamlardan kaynaklanır” diyor.Dr. Costa, “Küfler birçok farklı gıdada doğal olarak bulunur ve bu gıdaların alerji ya da intoleransa neden olabileceğine dair bir mekanizma ya da kanıt yok” diye ekliyor. Ayrıca, fermente gıdaların örneğin doğal yoğurt, peynir ve ekşi mayalı ekmek sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomuna katkı sağladığını belirtiyor.Uzmanlar küf alerjisinin genellikle solunumla ilgili belirtilere yol açtığını ve yiyeceklerden ziyade hava yoluyla taşınan sporlarla ilişkili olduğunu söylüyor. Küften türetilmiş yiyeceklerin çok nadir durumlarda reaksiyonlara neden olabileceğini ifade ediyor.Uzmanlar, küfe alerjisi olan kişilerin gıdalarla ilgili alerji geliştirme riskinin az da olsa daha yüksek olabileceğini kabul ediyor. Ancak, bu gibi durumlarda diyet değişikliği yapılmasının yalnızca bir sağlık profesyonelinin yönlendirmesiyle olması gerektiğinin altını çiziyorlar.Yapılan araştırmalar, küf intoleransına dair bilimsel bir test olmadığını ve böyle bir durumun varlığına ilişkin kesin bir kanıt bulunmadığını belirtiyor.Bunun yerine, semptomlarını gözlemlemek isteyen kişilere, bir gıda günlüğü tutmalarını öneriyor.Sonuç olarak, uzmanlar, fermente gıdaların ve doğal küf içeren yiyeceklerin genelde sağlıklı bir diyetin parçası olduğunu, sosyal medyada yayılan iddialara karşı temkinli olunması gerektiğini vurguluyor.
Acı ve ekşi tatlara sahip yiyeceklerle denemeler yapmak sağlığınızı iyileştirebilir. Limon, elma sirkesi, kara lahana, üzüm, amla, nar, acı kavun, roka gibi yiyecekleri tüketmek, genel sağlığı destekleyerek ve bağışıklık fonksiyonunu güçlendirerek temel vitaminler, antioksidanlar ve sindirim faydaları sağlar. Sağlıklı bir diyet sıkıcı veya sade olmak zorunda değildir. Damak tadınızı biraz...
Bilim insanları, tuvalet sifonunun çekilmesiyle birlikte havaya karışan bakterilerin sağlık açısından ciddi riskler taşıyabileceğini belirtiyor. E. coli ve Staphylococcus aureus gibi bakteriler, solunum yolu enfeksiyonlarına yol açabilir. Bu nedenle, özellikle kapalı alanlardaki tuvaletlerin havalandırılmasının, biyoaerosol konsantrasyonlarını ve sağlık risklerini azaltabileceği ifade ediliyor. Diş fırçamızı doğru şekilde saklamak, basit ama sağlığımızı...
HİÇBİR ÖĞÜNÜ ATLAMAYIN 20’li yaşlarda, işe, sosyal hayata veya derslere kapılmak kolaydır ve bu da zamandan tasarruf etmek için öğün atlamaya yol açabilir. Ancak, öğün atlamanın sağlıksız atıştırmalıklara ve yavaş bir metabolizmaya yol açabileceğini sıklıkla unuturuz. Günde üç dengeli öğün yemek, enerji seviyelerini sabit tutar ve metabolizmanın düzgün çalışmasını sağlar....
TANSİYON VE DİYABET HASTALARI TURŞU TÜKETEBİLİR Mİ? Yüksek miktarda lif içerdiğinden özellikle yemekle beraber tüketildiğinde öğünün mideyi terk etme süresi yavaşlar, insülin salınımı dengelenir ve daha kontrollü bir kan şekeri elde edilir. İnsülin direnci gibi bir durumunuz varsa bu şekilde tüketmek faydalı ancak diyabetiniz ve hipertansiyonunuz varsa sizin için bir...
Bacaklar sadece ağırlıktan fazlasını taşır: Vücudun derinliklerinden gelen sessiz sinyalleri taşırlar. Bu sessiz iletişimcilerden biri böbrektir. Ayaklardan uzakta dursa da, yavaşlamaya veya stresle karşılaşmaya başladığında alt uzuvlar aracılığıyla mesajlar gönderir. Bunlar dramatik semptomlar değil, yorgunluk, yaş veya kötü duruşla karıştırılan basit değişikliklerdir. Ancak vücudunuzu gözlemlemek her şeyi değiştirebilir.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), kene tutunması veya keneyle temas sonucu bulaşabiliyor ve can kaybına yol açabiliyor. Türkiye’de 2002’de İç Anadolu Bölgesi’nde görülerek dikkat çeken ve 2003’te kesin tanısı koyulan KKKA vakaları, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan “KKKA Vaka Bildirim Çizelgesi” ve 2011’de kullanıma sunulan “KKKA Bilgi...