“Ne güzel zamanlar… Evimin üzerinde kuşlar uçuşuyor, havuzun üzerinde bir yusufçuk var… İlerdeki kamışların üzerine yuva yapmışlar. Sükûnet her yanı sarmış halde…”
Yıl milattan sonra 476…
Bu satırları yazan kişi kim mi?
Zamanın Roma imparatorlarından birinin damadı, diplomat, şair ve din adamı Sidonius Apollinaris…
Bugünkü Fransa toprakları olan Galya bölgesinde yaşayan Roma aristokrasisinin en önemli kişilerinden…
Tarihe dikkatle bakın, fark edeceksiniz…
Roma İmparatorluğu’nun Batı’daki hükümranlığının bitmesine çok az bir zaman kalmış…
Malum, MS 410’da Vizigotlar Roma’yı yağmalamışlardı; sonrası halk yığınlarının yaşadığı kıtlık, yönetimde generallerin birbiri ardına gelen darbeleri, imparatorluğun her yanını saran ahlaksızlık, vd.
Ama yakın zamanlarda mektupları bulunan Apollinaris, “Her şey harika” diyor; etrafına bakışı bundan ibaret; çünkü dikkati kendi hayatına odaklanmış…
***
Nereden geldi bu adam aklına, diyeceksiniz…
Geçenlerde günümüzün ilginç Rus düşünürlerinden Andrey Fursov bahsetti de, ondan…
Neden?
Şu anda dünyada olup bitenlere gözümüzü kapatma hâlimizin antik çağa ilişkin iyi bir örneği olduğu için…
Özellikle de yüksek sınıflardaki benmerkezci idrak körlüğünü anlamak için…
Bu apaçık bir kaçış, bir tür sarhoşluk…
***
Kalktım, Apollinaris’in mektuplarını buldum…
Adam, o karışık ortamda Galya’dan çıkmış, Alpler’i aşmış, meşhur Flaminia yolundan Roma’ya kadar inmiş…
Neler oluyor başşehirde, akrabalar ne hâlde, yönetim kadrosu ne yapıyor diye merak etmiş çünkü…
Ama mektuplarında hep güzel manzaralar, sıcak davranan insanlar var…
Onları görüyor gözü…
Belki “zihni” demek daha doğru…
Bir tek Toskana vadisindeki havayı beğenmemiş, nedense sağlıksız bulmuş (tam böyle yazıyor), bir de Tiber’in çamurlu sularından şikâyetçi olmuş…
Roma’ya varınca da keyfine bakmış…
Oysa, bu tarihten çok kısa süre sonra sıradan bir Vizigot birliği, İmparator Romulus Agustus’u bozguna uğrattı ve Batı Roma İmparatorluğu tarihe karışmış oldu.
***
Andrey Fursov diyor ki:
“Bugün de en sıkıntılı yaklaşım tıpkı Romalı Apollinaris gibi insanların ‘Burada ortalık sakin’ diye düşünmesi… Oysa ortalık karışık ve dünya bir çağ dönümünün eşiğinde…”
Tüh!
Pazar günü yazdığım şeylere bakın!
Tamam, konuyu kapatıyorum.