Bitmeyen savaşlar ekonominin en büyük tehdidi

Bitmeyen savaşlar ekonominin en büyük tehdidi
A+
A-


Dünya ekonomisinin ve tabii Türkiye ekonomisinin önündeki en büyük risk nedir? Bu sorunun baş yanıtı ABD’nin bilinmez politikaları ve jeopolitik riskler olarak öne çıkıyor.

Son haberlere bakınca, ABD‘nin tarife savaşını, tansiyonu bir indirip bir çıkararak devam ettireceği görülüyor. Ama ABD Başkanı Trump’ın elinde listeyle kameralar karşısına çıktığı günden bu yana oldukça taviz vermiş görünüyor.

Öte yandan Trump vergilerle, yaptırımlarla, tehditlerle uluslararası yatırımlar yapan ABD şirketlerini yeniden ülkesine döndürmenin çaresini de bulmuş gibi… Örneğin Apple ABD’de ek 100 milyar dolarlık yeni yatırım planı duyuracak. Apple, Şubat’ta yaptığı açıklamada gelecek dört yılda ABD’de 500 milyar dolarlık yatırım yapmayı planladığını açıklamıştı.

Trump’ın hiç ilerleme sağlayamadığı nokta ise dünyadaki savaşları sona erdirme sözü… Hatırlarsınız göreve ilk geldiği günlerde verdiği sözü: “24 saatte Rusya-Ukrayna savaşını bitireceğim.”

Aradan geçen yıllara ve değişen dengelere rağmen savaş hala sürüyor. Şimdi ise Trump, Moskova‘daki görüşmelerin sonucuna göre Rusya‘ya yeni yaptırımlar açıklamaya hazırlanıyor. Rusya Devlet Başkanı Putin, Moskova’da ABD Başkanı Trump’ın Özel Temsilcisi Witkoff ile görüştü. Kremlin’den görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, “Putin’in, Witkoff ile Ukrayna konulu görüşmesi faydalı ve yapıcıydı” ifadeleri kullanıldı. Trump, Putin’in Ukrayna ile bir anlaşmaya varması için verdiği 50 günlük süreyi azaltıp yeni tarih olarak 8 Ağustos’a işaret etmişti. Rusya’nın anlaşamaya varmaması halinde yeni yaptırımlara karar vereceğini açıkladı.

Bu savaşta bugüne kadar sonuç veren diplomatik adımların sadece Türkiye’nin arabuluculuğu ve evsahipliğinde gerçekleştiğini gördük. Ancak barışı sağlayacak son imzaya bir türlü iki taraf da yanaşmadı.

3 yılı aşkındır devam eden süreç, bölge ekonomisi için süregelen belirsizlik ve istikrarsızlık anlamına geliyor. Rusya-Ukrayna savaşı sadece iki ülkenin değil, tüm Avrasya’nın enerji, tahıl, lojistik ve yatırım akışlarını sekteye uğrattı. Özellikle Karadeniz hattındaki ülkeler, yüksek risk primi ve düşük yatırım iştahıyla karşı karşıya kaldı.

Türkiye’den Polonya‘ya, Baltık’tan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada gıda fiyatları, tedarik zincirleri ve enerji güvenliği bu savaşın gölgesinde şekilleniyor. Jeopolitik riskler tırmanırken, Batı dünyasının “yaptırım sopası” da piyasaları ürkütmek dışında bir işe yaramadı.

Bakıldığında Ukrayna’da altyapı, binalar ve sermaye stoku hasarı yeniden inşa maliyetiyle birleşince 486 milyar dolar olarak öngörülüyor. 2025 sonuna kadar Ukrayna’nın birikimli GSYİH kaybı yaklaşık 120 milyar dolar, toplan sermaye hasarı toplamı ise 1 trilyon dolar civarında. Rusya’nın dondurulan merkez bankası rezervleri 340 milyar doları buluyor. 78,5 milyar dolar enerji gelirleri kaybı, yüz milyarlarca dolarlık finansal ve üretim kaybı hesabı yapılıyor.

Avrupa Birliği ve bölge ekonomilerinin kayıplarına bakıldığındaysa yetersiz büyüme ve yüksek enflasyonun nedenlerinden biri olarak bu savaş gösterilebilir. Arz şokları ve enerji fiyatlarındaki artış, hane halkı ve firmalar üzerinde ciddi baskıya neden oldu. Ukrayna ve Rusya’nın tahıl ihracatına dayalı küresel arz bozuldu, buğday, gübre ve enerji fiyatlarında önemli artışlar yaşandı. Savaşın küresel etkisi küresel GSYİH’nın yaklaşık %1’i, yani yaklaşık 1,5 trilyon dolar değerinde kayıp olarak değerlendiriliyor.

Moskova’daki üç saatlik görüşmenin “yapıcı” olması umut verici olabilir ama henüz somut bir yol haritası ortada yok. Trump’ın belirlediği 8 Ağustos tarihi, ya barış için bir milat olacak ya da yeni yaptırımların başlangıç tarihi. Ama her iki durumda da bu savaşın kazananı değil, sadece bedel ödeyenleri olacak. Ve bu savaş bölgedeki tüm ekonomiler için en büyük risk unsuru olmaya devam edecek.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.