Bir oyuncunun demans ile mücadelesi

Bir oyuncunun demans ile mücadelesi
A+
A-


Tiyatro sahnesi, zamana direnen bir mabettir. Perde her açıldığında yeni bir hikâye başlar, her replik bir yankıya dönüşür ve her oyuncu, anın içinde ebedi bir iz bırakır. Ancak sahnenin o büyülü ışıkları, bir gün hafızadan silinmeye başlarsa ne olur? Bu hafta gösterime giren Muhteşem Lillian Hall isimli film de bu soruyu çıkış noktası olarak alıyor. Sessiz sinema döneminin önemli İngiliz aktrislerinden biri olan Lillian Hall-Davis (1898–1933)’un yaşlanma sürecini ve özellikle bunamayla olan mücadelesini konu alan filmde Hall’u Jessica Lange canlandırıyor. Kathy Bates, Lily Rabe, Jesse Williams ve Pierce Brosnan gibi oyuncuların kendisine eşlik ettiği filmde deneyimli oyuncu Lange, Broadway efsanesini başarıyla canlandırıyor.

Michael Cristofer’ın yönetmenliğini üstlendiği film Çehov’un Vişne Bahçesi adlı oyunu sahneye koymaya çalışan bir ekibin prova süreciyle başlıyor. Bu oyun için sahnelere geri dönen Hall, deneyimiyle genç ekibe liderlik yapmaktadır. Ancak zamanla unutmaya, replikleirni hatırlamamaya başlar. Bu küçük unutkanlıkları baş dönmelerini uykusuzluğa yorar. Prova esnasında yere kapaklanıp yaralanması sonucu hastaneye kaldırılan Hall, acı gerçekle yüzleşir. Kendisine demans teşhisi konan sanatçı, 25 yıllık yardımcısı ve en önemlisi de arasının mesafeli olduğu kızından saklar. Tiyatro ekibi de oyunu belirlenen prömiyer gününe yetiştirebilme derdindedir. Bu yüzden yedek bir oyuncu bile hazırlanır. Hall ise her ne pahasına olursa olsun oyuna çıkmaya kararlıdır ve bu kararında ısrarcı olduğunu yapımcıyla kavga ederek gösterir. Öte yandan Hall, giderek kötüleşen rahatsızlığıyla ve aldığı ilaçların etkisiyle halüsinasyon görmeye devam eder. Eski kocasının siluetini gören Hall, sürekli kendisini onunla konuşurken, dolaşırken bulur. Onun bu hezeyanlarına aynı zamanda eski sevgilisi olan yan komşusu (Pierce Brosnan) da tanık olur. Teselliyi onda bulur. Hall bu süreçte hastalığıyla yüzleşmeye başlar. Hep ihmal ettiği kızı ve torununa daha fazla vakit ayırmaya başlar. Kızı onun bu vakitsiz ilgisinden şüphelenir. Zamanında çok ilgilenemediği kızına yakınlık göstererek onunla adeta yüzleşir. Bir yanda kızıyla arasını düzeltmeye çalışan, diğer yanda hastalığıyla baş edip tiyatro oyununda seyircisine kavuşma mücadelesi veren Hall’ün, yaşama tutunma çabası etkileyici bir izlek sunuyor.

BELLEK SAHNEDE KALMAK İSTİYOR

1976’daki ilk sinema deneyimi olan King Kong’da, gorilin tuttuğu kız olarak ünlenen iki akademi ödüllü Jessica Lange, muhteşem performansıyla alkışı hak ediyor. Lange, karakterin hem kırılgan hem de güçlü yanlarını dengeli bir şekilde yansıtıyor. Özellikle unutkanlığın ilk belirtilerini gösterdiği sahnelerde mimik ve jestleriyle mükemmel bir oyunculuk sunuyor. Film boyunca tiyatro replikleri, karakterin kendi iç sesiyle iç içe geçerken, sanatın insana nasıl bir kimlik verdiğini sorgulatıyor… Neticede tiyatronun sahneye adanmış bir ruh üzerindeki yansımasını ve bellek ile sanat arasındaki derin çatışmayı anlatan, incelikle işlenmiş bir film Muhteşem Lillian Hall.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.