Aile; göç, sanayileşme ve şehirleşme ile birlikte yapısal ve işlevsel olarak bir değişim ve dönüşüm geçirmiştir. Bugün ise teknolojinin etkisiyle bu değişim ve dönüşüm başka bir boyut kazanmıştır. Devlet; Anayasa’nın 41. maddesine göre ailenin huzur ve refahını sağlamakla mükelleftir. Bu sorumluluk ile hazırlanan “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı 2024-2028”, 15 Mayıs 2024’te Uluslararası Aile Günü‘nde ilan edildi. Bu kapsamda; “Ailelerin Refah Düzeyinin Yükseltilmesi”, “Aile Odaklı Sosyal Politika ve Hizmetlerin Artırılması”, “Küresel Riskler ve Demografik Dönüşüm Karşısında Ailenin Korunması”, “Dijitalleşme Sürecinde Ailenin Desteklenmesi” ve “Aile Duyarlı Çevre Politikaları ile Ailelerin Afet ve Acil Durumlara Dayanıklılığının Artırılması” şeklinde beş temel stratejik amaç belirlenmiştir. Bu amaçlar çerçevesinde bir yol haritası çizilmiş ve çözüm odaklı iş birlikleri tanımlanmıştır. Bu minvalde “Uluslararası Aile Forumu“, Türkiye’nin uluslararası ölçekte iş birliğine açık ve istekli olduğunun somut göstergesidir. Ayrıca ev sahipliği ile üstlendiği kamuoyu oluşturma rolü, Türkiye’nin aile müessesine verdiği önemin de bir göstergesidir.
Ailenin en temel işlevlerinden birisi toplumun devamlılığını sağlamaktır. Bu manada nüfusun kendini yenilemesi kritik bir öneme sahip. Nüfus, tek başına Türkiye’nin melesi değil şüphesiz. Dünya’nın demografik çöküş ile karşı karşıya olduğu ve aileyi koruyan, güçlendiren sosyal politikalar geliştirilmezse nüfus krizinin kapıda olduğu aşikâr. Bugün Dünya’nın yarısından fazlası nüfusun kendini yenilenme düzeyi kabul edilen 2,1’in altında. Dünya’nın kendini taşıyamayacak hale geleceğini iddia eden “Aşırı Nüfus Efsanesi” öncesi, küresel doğurganlık hızı 5 iken, 2024 itibariyle 2,3. Bugün Avrupa Birliği üye ülkelerinin ise toplam doğurganlık hızı ortalaması 1,38.
2024 verilerinin açıklanmasıyla Türkiye’nin doğurganlık hızının 1,51’den 1,48’e gerilediğini görmek ise kaygı verici. Hasılı Türkiye’nin ve Dünya’nın en öncelikli ve önemli gündem başlıklarından birisi “Aile” ve “Nüfus”. Nüfus, birdenbire gerilemediği gibi birdenbire de artmayacak elbette. Bu noktadan hareketle, 2025 Aile Yılı münasebetiyle tertip edilen “Uluslararası Aile Forumu”nda, 2026-2035 dönemi “Aile ve Nüfus 10 Yılı” olarak ilan edildi.
22-23 Mayıs Uluslararası Aile Forumu
Uluslararası Aile Forumu; 22-23 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul‘da gerçekleştirildi. Uluslararası Aile Forumu’na Türkiye’den ve farklı ülkelerden karar alıcılar, sivil toplum temsilcileri, akademisyenler katılım sağladı. 26 ülkenin katıldığı Foruma, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ev sahipliği yaptı. “Aile Odaklı Politikaların Anaakımlaştırılması: Ulusal ve Uluslararası Çabalar” başlıklı “Bakanlar Oturumu” ve oturuma katılan Macaristan Kültür ve İnovasyon Bakanı Balazs Hanko’nun sözleeri önemliydi. “AB içinde geleneksel aile modelini koruyan neredeyse tek ülkeyiz”
Macaristan, Okullarda ve 18 yaş altı bireyler arasında olumsuz içeriklerin yayılmasına izin vermeyerek, aile kurumunun bekasını koruma konusunda kararlı. Öte yandan 30 yaş altındaki anneler ile iki, üç veya dört çocuk sahibi anneleri gelir vergisinden muaf tutmaları ve annelerin 3 yaşına kadar çocuklarının yanında kalabilecekleri düzenlemeleri geliştirmiş olmaları ile de örnek uygulamalara sahipler. En önemlisi bu uygulamaların Macaristan’da gözle görülür iyileştirmeler sağlamış olması. Bu sebeple, 2009-2010 yılından bugüne kadar ailenin korunmasına ve güçlendirilmesine özgü yürüttükleri istikrarlı politikaları kesinlikle incelenmeli. Zira bu sonuç nüfus krizinin çözüm konusunda dünya için cesaret verici ve yol gösterici.
Uluslararası Aile Forumu’nda “Bakanlar Oturumu”ndan sonra 3 Serbest Kürsü ve 4 Panel gerçekleşti. “Küresel Tehditlerin Bireylere, Ailelere ve Topluma Bedeli”, “Kurgu ile Gerçek Arasında Kültür, Sanat ve Medyada Aile”, “Ekranlar Çağında Aile Olmak” ve “Aşırı Nüfus Miti: Küresel Gündem Nüfusun Azalmasına Nasıl Katkıda Bulundu?” gibi panel başlıkları da aile politikalarına dair farklı politikaları göstermesi açısından önemliydi. Forum, pek çok farklı başlıkta üretilecek hizmetler ve uygulamalar olduğunu ortaya koydu. Uluslararası Aile Forumu’nda sosyal politikalara yön verecek çalışmalara yer verildiği gibi ve yeni çalışmalar için iş birliği ortamını da sağladı.
Uluslararası Aile Forumunda Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşma ana temanın önemini bir kez daha ortaya koydu: “Aile, insanlık tarihinin ve insanlığın en önemli müesseselerinden biridir, aile en mukaddes varlığımız olma yanında toplumun da temel yapı taşıdır. Aile, yeri doldurulamayacak, yerine başka hiçbir kurum, ilişki veya bağ konulamayacak derecede mühimdir, değerlidir, kutsaldır.” Bu geniş aile vurgusu bu alandaki çalışmaların gereğini açıklayan en önemli politika beyanıydı. Uluslararası Aile Forumu Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın hitapları ile biterken, “Ailemiz Geleceğimiz” vurgusuyla 2026-2035 dönemi “Aile ve Nüfus 10 Yılı” olarak ilan edildi.
İki gün boyunca süren Uluslararası Aile Forumu’nda birçok konuya değinildi. Hepsi de birbirinden önemli ve kritikti şüphesiz. Öyle anlaşılıyor ki, evlilik müessesinin korunması kadar güçlendirilmesi de bir gereklilik. Bu konu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın “öncelikli gündemine” alınmalı. Zira Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın ifadesiyle; “Mutlu aile, mutlu bir birey, mutlu bir toplum demektir. Millet olarak maruz kaldığımız onca saldırıya rağmen bizim bu topraklarda yüzyıllardır dimdik ayakta tutan en güçlü vasfımız aile bağlarımızdır. Aile bağlarımızın sağlamlığı ve dayanıklılığı sayesinde asırlardır bu topraklarda özgürce var olduk, bütün tehditleri başarıyla bertaraf ettik. Yine bu sayede tüm insanların gıptayla baktığı medeniyetler inşa ettik. Milletçe bizi ‘Türkiye Yüzyılı’ ülkemizde ve ülkümüze taşıyacak en muhkem köprümüz yine aile olacaktır.”