AB için geri sayım başladı

AB için geri sayım başladı
A+
A-


Ukrayna’daki savaşın kaybedildiğine, uzamasının gereksiz ve yararsız olduğuna inanan ABD Başkanı Donald Trump, Rusya ile bir an önce uzlaşıya varmak istiyor. Aslında üzerinde anlaştıkları bir yol haritası da var. Fakat Avrupa’nın küreselcileri, jeopolitikanın rasyonel dünyasından hâlâ çok uzaklar. Hayal âleminde yaşıyorlar.

Böyle devam ederse yani Rusya’nın zaferini veya daha hafifleterek söyleyelim Zelenski’nin yenilgisini kabul etmekte gecikirlerse bu kez Avrupalı hükümetler iç muhalefetin sarsıcı zaferleriyle devrilecekler. Amerika’dan ders almaları gerekiyor. ABD’deki Trump Devrimi aslında Joe Biden yönetiminin Ukrayna’da ve Gazze’de yaşadığı hezimete tarihi bir tepkiydi.

Hâliyle Atlantik’teki statüko dışarıdan askeri, içeriden ise siyasi ve sosyo-ekonomik dayatmaların çifte basıncı altında. Ukrayna ile birlikte Avrupa da uçurumun kenarında. Trump Devrimi, Fransız Devrimi, Bolşevik Devrimi, Hitler Almanyası, Franco İspanyası, Salazar Portekizi veya Mussolini İtalyası’nın kanıtladığı üzere biriken krizlere zamanında çözüm bulunamaması nedeniyle düşük tempoda seyreden askeri ve siyasi çöküş sonra aniden gerçekleşir.

***

Şu anki senaryoya göre Rusya, Harkiv ve Sumi’ye büyük bir taarruz hazırlığı içinde. Kalıcı bir barış sağlanamazsa Rusya, Odesa’yı da alarak Ukrayna’nın denizle bağlantısını kesebilir. Böylece Ukrayna’nın en az yüzde 50’sini ilhak edecek.
Bu senaryo sadece Avrupa için bir siyasi itibar felaketi olmakla kalmayacak kıtadaki güç dengesini ve güvenlik mimarisini de kökünden dönüştürecektir. Avrupa yine tıpkı 1945 Yalta Konferansı’nda olduğu gibi ABD ve Rusya arasında paylaşılan parya bir kıta haline gelecektir.
Tehlikeyi görenler şimdiden vites değiştiriyor. Nitekim Ukrayna savaşının en büyük amigosu konumundaki Polonya’da 1 Haziran seçimlerinde ipi göğüsleyen yeni Cumhurbaşkanı Karol Nawrocki, ilk demecinde “Ukrayna’nın Avrupa Birliği üyeliğine karşıyız. Polonya’nın Ukrayna’yı desteklemesi gerektiğine inanıyorum. Ancak ülkemin çıkarlarını da göz önünde bulundurmak zorundayım” diyerek reel-politik determinizmin sonuçlarına dair ilk sinyali verdi.

***

Dolayısıyla Avrupalı gagasız şahinler yalnızlaşıyor. Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın sık sık dile getirdiği gibi kaybedilmiş bir savaşı sürdürmenin aptallığını herkes görüyor. Macron, Merz ve Starmer’ın fanatik çizgisini sürdüren Estonya’nın eski başbakanı ve şimdiki AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas da selefi Josep Borrell gibi savaş alanında kazanacaklarına ve Moskova ile müzakerelerin “saldırganı yatıştırmak” olacağına inanıyor.
Nitekim NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de savaşı devam ettirmekten yana. Üye ülkelere savunma harcamalarını artırmaları konusunda son uyarısını yapan Rutte, “Bu konuda gerçekten ciddiyim. Savunmaya ya şimdi yatırım yapın ya da Rusça öğrenmeye başlayın” diyerek durumun vahametini anlatmaya çalıştı.
Açıklamalar da gösteriyor ki Avrupa’nın kaotik ve ikircikli hâlet-i ruhiyesinin düzelmesine imkân yok. Jeopolitik açıdan raf ömrünü doldurmuş bu aklın artık tedavülden kaldırılmasından başka çare görünmüyor. Zaten gidişat da Avrupa’daki hükümetlerin ve müesses nizamların birer birer yıkılacağını gösteriyor.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.