Sivilceler genellikle ergenlik çağında görülse de yetişkinlik döneminde de karşılaşılan bir cilt problemidir. Sağlıksız beslenme, yanlış cilt bakımı, hormonol değişimler ya da stres sivilceleri tetikleyen etkenler arasında yer alır. Yüzünüzdeki sivilceleri sıkmak basit bir çözüm gibi görünebilir ancak uzmanlar bu konuda uyarıyor. Çünkü “ölüm üçgeni” denilen bu bölgedeki sivilcelerin sıkılması hayati önem taşıyor.
Sivilceler vücudunuzdak çeşitli bölgelerde ortaya çıkabilir. Genellikle yüz bölgesindeki sivilceler hem ergenlik hem de yetişkinlik döneminde son derece can sıkıcı olabilir.Sivilcelerden kurtulmak için onları sıkmak çok basit yöntem gibi gelebilir. Ancak sivilceleri sıkmak sandığınızdan çok daha tehlikeli olabilir.Uzmanlar özellikle “ölüm üçgeni” dedikleri bölgedeki sivilcelerin sıkılmaması gerektiği ile ilgili uyardılar.Dr. Mark, cildinizde çıkan sivilceleri patlatmamanız gerektiğini; özellikle cildinizdeki bu bölgeye dokunmamanız gerektiğini ifade etti.Sosyal medya üzerinden paylaşımlar yapan Dr. Mark, yüzünüzün orta kısmında bulunan ‘ölüm üçgeni’ olarak adlandırılan bölgedeki sivilceleri sıkmanın nelere yol açabileceğini söyledi.Dr. Mark, bu bölge ile ilgili, burun köprüsünden ağız köşelerine kadar kavernöz sinüs isimli bir kan damarı aracılığı ile doğrudan beyne bağlanan damarlara sahip olduğunu anlattı.Doktor, bu bölgedeki bir sivilceyi patlattığınızda, kan dolaşımına potansiyel olarak bir enfeksiyon kaynağı sokup bu kaynağın doğrudan beyne gidebileceğini ifade etti.Bu durumun ise ciddi enfeksiyonlara neden olup hem cilt sağlığını hem de genel sağlığı riske atabileceğini söyledi.Uzman, enfeksiyon beyni etkileyebildiği için ölüm riskinin de olabileceğini ifade etti.Uzmanlar ciltte çıkan sivilcelerin sıkılmasının önerilmediğini ifade ederek özellikle “ölüm üçgeni” olarak ifade edilen bölgeden uzak durulması gerektiğini anlattılarBu bölgede bulunan sivilceleri sıkmak, beyninize ve kan dolaşımınıza yayılabilen ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Konu ile ilgili Dr. Mark. kendi burnu üzerinde çıkan sivilceleri sıkmadığını anlattı.Yapmış olduğu açıklamada, ölüm riskinin oldukça düşük bir ihtimal olduğunu ancak, enfeksiyonun boyutuna göre ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğini ekledi.
“ÇOK KONUŞMAK KONTROLÜ KAYBETTİRİR” Poumpouras, iletişimde hakimiyet kurmanın konuşmakla değil, dinlemekle mümkün olduğunu söyledi: “İnsanların, ‘Konuşursam kontrol bende olur’ diye düşündükleri bir efsane var, ama bu tamamen çöp,” dedi. Ona göre, bir konuşmada sadece siz konuşuyorsanız, karşınızdaki kişi sizin hakkınızda her şeyi öğrenir: değerlerinizi, inançlarınızı ve zayıf noktalarınızı.
Gününüze bir bardak ılık su ve limonla başlamak birçok sağlık faydası sunar. Bu basit kombinasyon sindirime, detoksa ve hidrasyona yardımcı olurken aynı zamanda kilo kaybını destekler ve bağışıklığı güçlendirir. Limondaki C vitamini ve antioksidanlar cilt sağlığının ve genel sağlığı iyileşmesine katkıda bulunur. Sabah alışkanlıklarının hayatınızı yaşama şeklinizi değiştirdiği söylenir ve...
MEME KANSERİ BELİRTİLERİ NELERDİR? Meme kanserinde sıklıkla görülen belirtiler, meme dokusunda sebepsiz ağrı, memede çukurlaşma ve şekilde bozulma, meme ucu yapısının değişmesi, meme cildinde kızarıklık ve döküntü, koltuk altında ve memeye baskı uygulandığında ele gelen yumru ya da şişlik, meme ucundan akıntı gelmesidir. Bu belirtiler bulunuyorsa olası bir kanser gelişimini...
Kan şekeri yönetimi: Dut çayı kan şekeri seviyelerini düzenlemeye ve insülin duyarlılığını iyileştirmeye yardımcı olabilir. Kolesterol kontrolü: Dut çayı LDL kolesterolü düşürmeye ve HDL kolesterolü artırmaya yardımcı olabilir. Kalp sağlığı: Dut çayı, yağ hücrelerinin oksidasyonunu azaltarak kalp hastalıklarını önlemeye yardımcı olabilir. Tansiyon: Dut çayı, anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) üretimini azaltarak...
Dr. Behar, “Genellikle hafif et veya balıkla birlikte sebze, salata ve tam tahılların karışımından oluşan Akdeniz tarzı bir diyete bağlı kalmayı tercih ediyorum” dedi. “Haftada bir kez kendime ödül olarak biftek veya sebzeli kuzu eti yiyorum. Kırmızı et tüketimini azaltmanız önerilse de tadı yine de güzel oluyor! ” İşlenmiş, tuz,...
Bu uzun vadeli çalışma, yumurta alımının değişen diyet kuralları nedeniyle yıllar içinde dalgalandığını gösteriyor. İnsanlar 1970’lerin başında haftada yaklaşık 3,6 yumurta tüketiyordu, 1990’larda haftada 1,8 yumurtaya düştü ve ardından 2021’de haftada 3,5 yumurtaya geri döndü. Bu değişim, beslenme alışkanlıklarının kişisel sağlık ihtiyaçlarından ziyade değişen beslenme kurallarından nasıl etkilendiğini vurguluyor.