Britney, Justın’i affetti biz affetmedik

Britney, Justın’i affetti biz affetmedik
A+
A-


Gün geçmiyor ki dünyaca ünlü bir star konser için ülkemize gelsin ve gündemin tam merkezinde zorbalansın. Düşünün Justin Timberlake‘siniz sahnede ama ‘Vicdanı bugün onu terk etmiş’ yorumları yapılıyor. Peki sebep? Yıllar önce yaşadığı bir ilişki yüzünden. Justin’in yıllar sonra çıktığı Türkiye konseri, beklenenden çok daha farklı bir enerjiyle karşılandı evet ama sosyal medyada “Britney Spears’a yaptıklarını biz unutmadık be Timber-fake” gibi tepkiler havada uçuştu. Britney affedebilir ama sosyal medya gerçekten affetmiyor. Britney Spears‘ın ilişkisine dair kitabında yazdığı itiraflar, kötü deneyimler okuyanları kızdırdı ve konser sırasında sosyal medya bir anda dijital protestoya dönüştü. Öyle ki, İstanbul‘daki konsere giden bazı davetlilerin bile yüz ifadeleri “Davet edilmeseydim gelmeyecektim” başlığı altında incelenebilir. Konser alanı mı, duygusal mahkeme salonu mu? Timberlake sahnede ne kadar eski hitlerini söylese de, seyirci gözünde hâlâ ‘duygusal mobbing başkanı’ statüsünde kaldı.

Britney’i kürtaj sonrası yalnız bırakan, kamuoyunun önünde yalnızlaştıran ve üstüne bir de “ağlayan adam” PR’ı yapan Justin’e, İstanbul’da destekten çok tepki oluştu. Bu tepkileri incelemek gerek elbette, sosyal medya yorumlarında sıkça dile getirilen soru ise şöyleydi: “Davet edilmeseydin gider miydin?” Cevaplar oldukça netti: “Yine gitmezdim ama artık gelmişken story atayım.”

İstanbul konseri, sanatın zamanla vicdanı aklayamayacağını, hele ki o sanatçının geçmişi hâlâ açık bir yara gibiyse, insanların “Ayrılınca her şey bitmiyor” dediklerini bir kez daha kanıtladı.

Britney “Evet, affettim” diyebilir. Ama sosyal medya kolektif hafızanın asla silinmediği yerdir. Ve Justin, sen o belleğin en sık silinen değil, en çok yedeklenen klasöründesin. Bu konser gösterdi ki, Britney affetse de dünya henüz unutmaya hazır değil. Belki de Justin Timberlake için en doğrusu, biraz geri çekilip “Rock your body” yerine “Repair your karma” demek olurdu. Ya da en azından sahneye çıkmadan önce bir özür notu bırakmak, geçmişe tüm yaptıklarına, kırdığı kalplere. Özür dilemeyi bilmek gerek.


AKILLI TARTIYLA ALDATILDIĞINI ÖĞRENMEK

Yıllar önce yazdığım bir yazı ana haberlere uzun bir süre konu olmuştu; sevgilisinin akıllı saatinden nabız artışındaki tuhaflığı yakalayıp aldatıldığını netleştiren kadın. Şimdi bu haftanın gündemi eşinin kendisini aldattığından şüphelenen bir kadının, evde olmadığı bir akşam akıllı tartıda 52 kiloluk birinin tartıldığını cep telefonundan fark edip aldatıldığını anlaması oldu. Düşünüyorum da bu kadın biraz da kiloluysa o 52 kilo insana nasıl ağır gelir bilemezsiniz. Travma gibi travma.

Aldatıldığına mı üzülür insan yoksa insanların nasıl zayıf kalabildiğine mi, gerçekten ikisi de zor. Yüzlerce kez yazdık, çizdik bu acemi çapkınlar artık ne zaman öğrenecek akıllı saat, akıllı telefon ve akıllı tartı kullanmamayı? Bu kadarı da fazla dedirten bu olay eminim birilerinin akıllanmasına sebep olur, gerçi hiç sanmıyorum.


‘KANDAKİ SATİ’ NE?

Nisan ayından beri ‘kandaki sati’ denilen büyük dönüşümden geçiyormuşuz. Hayatımızın en önemli yol ayrımları yaşanıyormuş. Ülkemizin haritasında özellikle Neptün kavuşumu varmış ki yahu ve ketu kavuşumunda kadersel meseleler varmış. Küllerimizden kendimizi yaratma sürecindeymişiz. Bazen astrolojinin bizimle dalga geçtiğini düşünüyorum, arada sırada birkaç kavram ortaya atayım, bir külllerimizden doğacağız gazı vereyim herkese, sonra olan biteni izleyeyim diyor sanki.

‘Kandaki sati’ de ne oluyor şimdi durup dururken, biri çıkıp bunun neye benzediğini açıklasa da hep birlikte aydınlansak. Elbette hayatı yıldız haritasına göre yaşamak isteyenlere saygımız sonsuz ama güneş tutuldu diye hayatını da karartma lütfen, bazen sorumluluk, gezegenlerden güçlü olabilir. Git gide gezegenlere yabancılaştım sırf bu kavuşmalar doğru yaşanamıyor diye. Bir kere de Neptün ve Plüton güzelce kavuşsun, hep bir kopukluk, hep bit kaos, yeter.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.