Küresel Yapay Zekâ Yarışında Türkiye

Küresel Yapay Zekâ Yarışında Türkiye
A+
A-


Yapay zekâ (YZ), küresel ekonomik ve stratejik paradigmaları yeniden şekillendirerek, hesaplama altyapısı ve algoritmik yönetimdeki ilerlemelerle küresel rekabette konumunu dönüştürmektedir. Türkiye, 2021-2025 Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi ile kendisini güçlü bir aktör olarak konumlandırarak, küresel YZ sıralamasındaki ilk hedefini ortaya koymuştur. Bu süreçte araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) yatırımlarını artırarak, veri altyapısını güçlendirerek, ulusal YZ kapasitesini geliştirerek yeni bir ekosistem inşa etmeye devam etmektedir. Bu inşa sürecinde özellikle otonom İHA/SİHA’lar, Milli Teknoloji Hamlesi, güçlü ve yaygın dijital devlet altyapısı, beşeri hazinesi ve stratejik konum ve yönelim, Türkiye’nin rekabet avantajında öne çıkan başlıklardandır.

Otonom İHA/SİHA’lar: Stratejik Bir Girişim

Türkiye’nin savunma sanayisi, makine öğrenimini kullanarak modern savaşı yeniden tanımlayarak YZ alanına liderlik yapmaktadır. Bayraktar TB2, KIZILELMA ve ANKA gibi insansız hava araçları; otonom navigasyon, gerçek zamanlı analiz ve hassas hedefleme için derin öğrenme teknolojilerini entegre ederek küresel çapta takdir kazanmıştır. Otonom uçuş yeteneğine sahip Bayraktar TB2T-AI, Türkiye’nin teknolojik gücünü sergileyerek insan müdahalesi olmadan karmaşık görevleri gerçekleştirebilmektedir. Polonya, Ukrayna, Azerbaycan ve Etiyopya gibi ülkelere lider bir ihracatçı olarak Türkiye, jeopolitik ve ekonomik etkisini artırmaktadır. Sensör füzyonu ve gelişmiş algoritmaların entegrasyonuyla bu İHA’lar, Türkiye’yi YZ odaklı savunma teknolojilerinde ön saflara taşımakta ve teknik yeniliklerin stratejik güce dönüştürme kapasitesini göstermektedir.

Milli Teknoloji Hamlesi

Milli Teknoloji Hamlesi; yerel üretim, beşeri hazinelerin iyileştirilmesi, Ar-Ge, dijital dönüşüm, küresel rekabetçilik ve sürdürülebilir kalkınmayı vurgulayarak Türkiye’nin teknolojik egemenliğini güçlendirmektedir. 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, bu temeller üzerine inşa edilerek yüksek teknoloji, dijital ekonomi, yeşil dönüşüm, küresel entegrasyon ve yapısal reformları önceliklendirmektedir.

Türkiye halihazırda, savunma ihtiyaçlarının yüzde 66’sını yerli olarak karşılayarak kendi kendine yeterlilikte günden güne güçlenmektedir. TOGG’un akıllı mobilite özelliklerine sahip elektrikli araçları ve yerli yüksek hızlı tren teknolojileri, ulaşım sektöründe öncü adımlardandır. Milli Uzay Programı, TÜRKSAT 6A ve İMECE uyduları YZ’yi uydu veri işleme ve görüntü analizi için kullanmaktadır.

Enerji sektöründe, Ulusal Hidrojen Programı ve nükleer reaktörlere yönelik çalışmalar, yeşil hedeflerle uyumlu sürdürülebilir kalkınmayı desteklemektedir. 2002-2023 yılları arasında Türkiye, Ar-Ge’ye 166 milyar dolar yatırım yaparak kamu-özel sektör ortaklıklarıyla yüksek teknoloji yeniliklerini teşvik etmiştir. Bütüncül bir politika çerçevesine dayanan bu girişimler, Türkiye’yi yüksek teknolojik alanlarda rekabet edebilecek konuma getirmektedir. 2024 itibarıyla, Milli Teknoloji Hamlesi kapsamında kamu projeleri ve özel sektör finansmanı desteğiyle YZ odaklı şirket sayısı yaklaşık iki bine yükselmiştir.

Dijital Devlet ve Dijital Altyapı Kapasitesi

Türkiye’nin dijital devlet çerçevesi, dijital dönüşümün temel taşlarından biri olup, Türkiye 2024 BM E-Devlet Gelişim Endeksi’nde 27. sırada yer almıştır. Ayrıca Avrupa E-devlet kıyaslama raporlarında da hem uygulamalarıyla hem genel hizmet kapasitesiyle birçok AB ülkesini dijital olgunlukta geride bırakmıştır. 65 milyon kullanıcısı bulunan Dijital Devlet Portalı, tapu işlemleri ve sağlık randevu planlamasını kolaylaştırmak için öngörüsel analitikler kullanarak verimlilik ve şeffaflığı artırmaktadır. Mobil uygulamalar, işlemlerin dijital olarak gerçekleştirilerek bürokratik gecikmeleri azaltmaktadır.

YZ odaklı çalışmalar kapsamında veri analitikleri yoluyla bir yandan hizmet optimizasyonu bir yandan politika iyileştirme çalışmaları da sürdürülmektedir. Türkiye’nin yoğun veri odaklı bu altyapısı vatandaş sorgularını optimize ederken, öngörüsel modeller sosyal yardım dağıtımı ve afet müdahale sistemlerini dönüştürme potansiyeline sahiptir. Güçlü veri analitiğiyle desteklenen bu hesaplama altyapısı, Türkiye’nin dijital yönetişimde küresel liderlerle rekabet edebilecek, ileri YZ hizmetleri sunma potansiyelini ortaya koymaktadır. Portalın başarısı, Türkiye’nin YZ’yi kamu yönetimine entegre etme yeteneğini yansıtarak toplumsal güveni ve operasyonel çevikliği artırmaktadır.

Beşeri Zenginlikler ve YZ Ekosistemi

Türkiye’nin beşeri hazinesi, Türkiye’nin YZ liderliğinin temel taşıdır. DENEYAP Teknoloji Atölyeleriyle öğrenciler; YZ, robotik ve veri bilimi alanlarında eğitilerek yeni nesil teknoloji uzmanları yetiştirilmektedir. Tersine Beyin Göçü Programı, küresel yetkinlikleri Türkiye’nin büyüyen YZ sektörüne çekme amacı gütmektedir. Küresel liderlerle rekabet edebilecek beşeri hazineyi sağlayabilmek için mesleki eğitimlerin genişletilmesi ve üniversite YZ müfredatlarının geliştirilmesiyle mümkündür. Bu bağlamda yeni meslek okulları, YZ Mühendisliği programları ve güncellenmiş müfredatlarla, nüfusunun yarısı 30 yaş altında olan Türkiye’nin yaşlanan ama hala genç ve dinamik nüfusu demografik bir avantaj sunmaktadır. Eğitimde sürdürülebilir yatırımlar ve araştırmacılar için teşvikler, makine öğrenimi, yapay sinir ağları ve öngörüsel analitiklerde ilerleme sağlayabilecek rekabetçi bir YZ iş gücü oluşturma potansiyelini barındırmaktadır. Türkiye’nin beşeri zenginliğini geliştirmeye odaklanması, YZ ekosisteminin yalnızca teknolojik olarak değil, aynı zamanda entelektüel olarak da güçlü olmasını sağlayarak karmaşık küresel sorunlarla başa çıkmaya hazır hale getirecektir.

Küresel Konumlanma ve Stratejik Zorluklar

Türkiye’nin rekabet avantajı dört temel üzerine dayanmaktadır: YZ okuryazarlığını teşvik eden genç bir demografi, savunma ile dijital devlet alanlarında kanıtlanmış uzmanlık, Milli Teknoloji Hamlesiyle vücut bulan sektörler arası sinerji ve Türkiye’nin jeostratejik konumuyla stratejik vizyonu.

Türkiye’nin; Avrupa, Asya ve Orta Doğu’yu bağlayan stratejik coğrafi konumu, Türkiye’yi potansiyel bir teknoloji merkezi haline getirmektedir. Çin’in devlet odaklı YZ’si veya ABD’nin şirket odaklı modellerinden farklı olarak, Türkiye’nin kamu politikası, özel sektör yeniliği ve etik yönetişimi harmanlayan hibrit yaklaşımı kendine özgü bir yol sunmaktadır. Takipçi rolünü reddeden Türkiye, yerel YZ algoritmalarını ve güvenli veri setlerini önceliklendirerek stratejik bağımsızlık hedeflemektedir. Bu süreçte ABD, Çin ve AB gibi ekollerle rekabet edebilmek için ek Ar-Ge harcamaları, yeni girişimler, beşeri zenginlikte sıçrama gibi alt başlıklara ihtiyaç bulunmaktadır. Bu süreçte kısıtlayıcı olmayan ancak çerçeveyi ortaya koyan uygulanabilir ve yeniden uyarlanabilir düzenlemeler; teknolojik ilerlemeyi veri egemenliğiyle dengeleyerek dijital yarışta Türkiye’yi kısıtlamayacak şekilde düzenlenmelidir.

Türkiye, YZ’yi yalnızca bir araç olarak değil, küresel liderlik için de bir sıçrama tahtası olarak görme niyetindedir. Türkiye, küresel YZ sahasında rekabetçi bir aktör olma yolunda stratejik bir konuma sahiptir. Savunmada otonom İHA/SİHA üstünlüğü, dijital devlet hizmetleriyle yoğrulan dijital altyapı ve yetkinlik kapasitesi, Milli Teknoloji Hamlesi ve geleceğe yönelik bütüncül politika açısı bu hedefte güçlü başlıklardır. Bu başlıklardan doğan potansiyelini büyüterek, Türkiye 21. yüzyılın teknolojik öncülerinden biri olarak ortaya çıkabilir. Bu ihtimal, yalnızca bir seçenek değil, kararlılıkla ulaşılabilir bir hedeftir. Kapasite, politika ve vizyon temelli bu stratejik birleşim, Türkiye’nin küresel YZ yarışında takipçi değil, lider olma niyetini ortaya koymaktadır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.