Galatasaray, derinliği ve potansiyeli çok yüksek bir ekip. Vitesi yükselttiklerinde onların seviyesine çıkabilecek bir takım görünmüyor. Son haftalarda öyle bir seviyeye geldi ki rakiplerine, ‘Acaba maça ortak olabilir miyim’ diye düşünebilecekleri bir saniye bile zaman bırakmıyorlar. Sahanın her yerindeler. Hem alana hem zamana hem de topa hükmediyorlar. Konyaspor, ‘Ben rakip kaleye gidip pozisyon bulabilirim’ düşüncesinde ancak maç G.Saray lehine 3-0 olduktan sonra erişebildi. Çünkü Galatasaray istediğini elde edene kadar Konyaspor’un kendi yarı sahasına geçmesine bile müsaade etmedi dersek yanlış bir şey söylemeyiz. G.Saray’da formunun zirvesinde olan oyuncular var. Osimhen, Torreira, Davinson Sanchez, Abdülkerim muazzam oynuyorlar. Uzun zamandır dinlenen Mertens, Konya’da bulduğu şansla yine kendini gösterdi. Sallai, Jakobs, Lemina gibi isimler de takıma öyle katkı sağlıyorlar ki sanki çok uzun süredir bu takımın 11 oyuncusu gibi sahada yer alıyorlar. ‘Bu güneşe kar dayanmaz’ sözünün futboldaki karşılığı, ‘G.Saray’ın bu oyun temposuna ve formuna rakip dayanmaz’ cümlesi olur.
G.Saray finalleri çok iyi oynayan bir takım. Hedefin ışığı göründüğü andan itibaren olan potansiyellerini çok iyi bir kalite ile sahaya yansıtıyorlar. Bu, oyuncuların yeteneklerinden ve yüksek futbol karakterlerinden kaynaklanıyor. Elbette diğer yandan da Okan hoca gibi başarılı ve değerli bir teknik adamın yönetebilme üstatlığı farkını gösteriyor.