Siyaset ikliminin hayli sıcak ve siyasi tansiyonun yüksek yoğunlukta olduğu bir dönemde CHP kurultayı yapıldı.
Sürpriz yok… Zaten beklenmiyordu.
Özgür Özel, yine Genel Başkan… Güven tazeledi.
Asıl önemli olan… Bundan sonrası.
Hem ülke için hem de CHP için.
Dünyadaki gelişmeler ortada.
Çevremiz ise ateş çemberi.
Böyle bir süreçte, siyasetteki yüksek gerilimin ve sorumlu makam sahipleri arasındaki saç saça… Baş başa kavga görüntüsünün kime yararı var?
Gün… Yeni bir sayfa…
Beyaz sayfa açma günü.
Gün… Siyaset üslubunda…
Vites küçültme günü.
Gün… Meclis’te grubu bulunan partiler arasında… Özellikle de iktidar ile ana muhalefet arasında diyalog günü.
Liderler… Bunu başarırlarsa hem ülkeye büyük hizmet ederler hem de siyasetin itibarını yükseltirler.
***
Siyaset… İpotek… Ve İstanbul
Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurultayını izlerken… Türk siyasetinde, bazı işlerin yanlış olduğunu… Düzeltilmesi gerektiğini düşündük.
Şöyle ki;
Kurultayın delege sayısı… Bin 368.
Ama… Sadece İstanbul‘un 196 delegesi var… Orantısız güç.
İstanbul, Ankara ve İzmir delegelerinin toplamı… 324.
Nerede ise… Kurultay delege sayısının dörtte biri.
Bu durum… Sadece CHP’de değil, bütün partilerde aynı.
Hatta… Odalarda… Birliklerde de.
İnsan sormadan edemiyor:
Hani, Türkiye‘nin diğer illeri… Doğu‘su… Akdeniz‘i… Diyarbakır‘ı, Konya‘sı, Erzurum‘u nerede?
Eğer… Parti kongreleri için… Ve odalar için, birlikler için… “İstanbul’un ipoteği altında” dersek… Katılır mısınız?
***
“Tarihi” kurultay
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 17 Kasım 1947‘de toplanan yedinci kurultayının; 19 gün sürdüğünü biliyor muydunuz?
Delege… Edirne‘den gelmiş ya da Niğde‘den, Muğla‘dan, Diyarbakır‘dan, Kars‘tan.
Kürsüye çıkıyor ve…
İsmet İnönü‘yü eleştiriyor.
Parti yönetimine söylemediğini bırakmıyor.
“İsmet Paşa’yı eleştirdi” diye, delegenin sözü kesilmiyor.
“Disipline vermek… Partiden atmak” mı? O nasıl söz?
Kurultaya katılan delege sayısı… 645.
İsmet İnönü‘nün aldığı oy… 595.
50 oy ise… Boş… Ya da başka isimlere.
İnönü, ilk kez oybirliğiyle değil, oy çokluğuyla seçiliyor.
***
“Silivri gölgesinde” kurultay
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne operasyon… Başkan Ekrem İmamoğlu gözaltında… 19 Mart 2025.
Mahkeme, İmamoğlu hakkında tutuklama kararı verdi… 23 Mart 2025.
Sokağa çağrı… Saraçhane… Miting… Olaylar… Boykot çağrıları…
Ve… Olayın sıcaklığı sürerken… Dün… CHP kurultayı toplandı… 6 Nisan 2025.
“Silivri’nin gölgesindeki kurultay” diyebiliriz.
Veya… “Kurultay’da Silivri rüzgarının estiğini” söyleyebiliriz.
Ama… Nereye ve ne zamana kadar?
***
Ah keşke
Delege sayısı… Üç büyük il… İstanbul ipoteği konusundan söz edince;
Meclis ve aritmetikten söz etmemek olmaz.
İstanbul… 96 milletvekili çıkarıyor.
İstanbul, Ankara, İzmir… 161 milletvekili.
Burada bir orantısızlık görmüyor musunuz?
Siyasette… Temsilde… Tek ölçü nüfus mudur?
Büyük Atatürk, ilk Meclis’i… Gazi Meclis’i toplarken, nüfus hesabı yapmadı ki.
23 Nisan 1920… Milletvekili sayısı 437.
İstanbul’un milletvekili sayısı ise… 12.
Yine ilk Meclis… İstanbul, Ankara, İzmir… Toplam 29 milletvekili.
Siyasetimiz… Gereksiz ve yüksek gündemden çıkabilse ve böyle konulara… Gerçek gündeme dönülebilse… Ah keşke.
***
Günün tekerlemesi
Divan Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, “kurultayın toplanma gerekçesini” söyledi:
“Kayyım tehlikesine karşı……” Genel Başkan Özgür Özel de “Niye buradayız” dedikten sonra, yanıtı kendisi verdi:
“CHP’ye kayyım atama belasını yok etmek için.”
Bu kayyım işi nereden çıktı? Kim çıkardı?
Ortalıkta, “Şaibeli kurultay” lafları dolaşınca… “Kurultayda para dağıtıldı” iddiaları çıkınca… Hatta ihbarlar başlayınca… Kayyım konusu, Özgür Özel‘in söylemiyle “belası” konuşulmaya başlandı.
Öyleyse… Meşhur tekerlemeyi CHP’ye uyarlamanın tam zamanı:
“CHP’linin CHP’ye, akrep etmez ettiğini.”
***
Hangi müteahhitler?
Gürsel Tekin… İstanbul’da İl Başkanlığı yaptı.
Yıllarca milletvekilliği yaptı.
CHP Genel Sekreterliği yaptı.
Günün birinde… “40 yıllık CHP’liyim… Böyle bir dönem yaşamadım… Müteahhitlere yenildim” dedi.
Ve… CHP’den istifa etti… 13 Şubat 2024.
Sahi… Gürsel Tekin, “Müteahhitlere yenildim” derken…
Kimleri? Hangi olayları kastediyordu?
Aslında… Gürsel Tekin’e bu soruyu, bir yıl önce… Henüz partiden istifa etmeden, CHP yöneticileri sormalıydı.
Belediye yönetimi-müteahhit ilişkileri ayağa/işportaya düşmeden… Gözaltı ve cezaevi olayı gündeme gelmeden.
***
“İrade milletindir”
Olağanüstü kurultayın sloganı bu… Demokrasinin alfabesi:
“İrade milletindir.” Bu söze şapka çıkarılır… Bu söz alkışlanır.
Evet… Demokrasilerde irade milletindir.
Bu irade de, hür ve serbest/ şeffaf seçimle belirlenir.
Millet, son sözünü sandıkta söyler.
“Tahrik… Sokağa davet… Polisle çatışma… Cam, çerçeve kırma… Boykot çağrıları” sandığın yerini tutmaz.
***
Özel, “nereye” yürüyor?
Kurultay salonunda Ekrem İmamoğlu’nun sandalyesi vardı.
“Gölgesinin… Ruhunun” kurultayda olacağı belliydi… Normal.
Özgür Özel, İmamoğlu için övücü sözler söyledi… Onu alkışlattı… Bu da normal… Genel Başkan, kendisine yakışanı yaptı.
Ama… Fakat… Lakin;
İmamoğlu’nun işi zor…
Bagajı ile ilgili ağır iddialar var.
Son sözü bağımsız yargı söyleyecek.
Dün… Kurultayın verdiği görüntü… Ve gözlem:
Özgür Özel, Cumhurbaşkanlığı adaylığına yürüyor gibi.
***
Vefa… Bir hatırlatma
Özgür Özel, konuşmasına ahd-e vefa ile başladı.
Altan Öymen, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın ve Kemal Kılıçdaroğlu‘na vefalı sözler.
Sonra… Uzun bir övgü… İsmet İnönü‘ye.
Bunlar… Güzel şeyler.
Özgür Özel’i dinlerken, aklımızdan şunlar geçti… Ama kürsüdeki genel başkana söyleyemezdik:
“İsmet İnönü, öldüğünde CHP üyesi değildi ki.”
***
Durumdan vazife çıkarmak
Toplandılar… Konuştular… Oy kullandılar… Ve dağıldılar.
“Kurultayların efendisi” CHP, bir kurultay daha yaptı.
CHP çevrelerinin yarattığı “şaibe, parayla alınan oylar, kayyım” rüzgârı üzerine: Özgür Özel’in, durumdan vazife çıkarması ve hemen kurultayı toplaması akıllıca bir hamle… Bir taşla birkaç kuş.
Artık ona kimse “Emanetçi” diyemez. Kimse eşbaşkanlıktan söz edemez.
***
Yol haritası
Siyasette… Yürek ile aklın buluşmasıyla yol alınır.
Ve bu yolun taşları kavgayla değildir, uzlaşmayla örülür.
Yazımızın başında söyledik… Bir kez daha vurgulayalım.
Gün… “İpi daha çok germe… Yumrukları daha çok sıkma günü” değildir.
Siyasetçi… Gaza basmasını bildiği kadar, frene basmasını ve vites küçültmesini de bilmelidir… Başarmalıdır.