Alkollü kadın sürücünün başörtü taktiği!

Alkollü kadın sürücünün başörtü taktiği!
A+
A-


Bir kadın sürücü, iddiaya göre alkollü araç kullanırken çevirmelerde durdurulmamak için başörtüsü taktı ve bunu sosyal medyada paylaştı.

Kadın neden kendini deşifre etti acaba?

Ya kendini deşifre ettiğini anlamayacak kadar alkollüydü ya da amacı denetimden kaçmak değildi.

Bu video gerçek olmasa bile bazı kadın sürücülerin alkolüyken denetime takılmamak için başörtüsü taktığını duyuyoruz.

Trafik polislerinin sürücüleri başörtülü ve başörtüsüz diye ayıracağına inanıyor musunuz?

Bu durum genelde aile ile yolculuk edilen araçların tek sürücülere oranla daha az durdurulmasına benzer bir durum.

Trafikte kadın sürücülerin erkeklere göre daha az denetime takıldığına da söyleyebiliriz.

Bu mantıkla hareket edersek trafik polislerinin, başörtülü bir kadını alkol denetimine sokma olasılığı diğer sürücülere göre düşük olabilir.

Özetle alkollü kadın sürücünün başörtü takması maalesef işe yarıyor olabilir.

Eğer bu olay doğruysa alkollü kadın sürücüler hem kendilerinin hem de başkalarının hayatını tehlikeye atıyor ve başörtü takarak da dini kendi çıkarları için kullanıyor demektir.

Elbette emniyet sosyal medyayı yakından takip ediyor.

Bu yöntem zamanla işe yaramaz.

EN ÇOK ŞİKÂYET EDİLEN SEKTÖR

Tüketicilerin markalar hakkındaki şikâyetlerinin paylaşıldığı bir şikâyet platformu, 2024’ün en çok şikâyet edilenlerini açıkladı.

En çok şikâyet e-ticaret sektörüne yağdı. E-ticaret firmalarına 400 bin 12 farklı şikâyet girildi.

Kargo gönderimlerinde yaşanan gecikmeler, yanlış ürün gönderileri ve dolandırıcı faktörlerini göz önüne aldığınızda e-ticaret’in en çok şikâyet edilen sektör olmasına şaşırmamak gerek.

E-ticareti, 354 bin 994 şikâyet ile dijital içerik platformları, 339 bin 501 şikâyet ile finans sektörü ve 291 bin 941 şikâyet ile iletişim sektörü takip etti.

Alışveriş, kargo ve nakliyat, kamu kurumları, beyaz eşya, giyim ve ulaşım sektörleri de en çok şikâyet edilenler arasında yer aldı.

Peki, şikâyet platformları eskisi kadar dikkate alınıyor mu?

Elbette alınmıyor.

Sahte şikâyet yorumlarının yazılması, hatta şirket ya da işletmelerin rakiplerini kötüleyen yorumlar yazdırmaları şikâyet platformlarının güvenirliliğini zedeliyor.

Elbette organik yorumların sayısı fazladır ama sahte yorumlar organik yorumların güvenirliliğini de zedeliyor.

Özetle şikâyet platformları güvenirliklerini artırmak için projeler geliştirmeli.

EN PAHALI SUCUK

Mersin’de koruma altındaki üç dağ keçisini avlayıp sucuk yapan şahsa 1 milyon 961 bin TL ceza kesildi.

Böylece avcı üç keçiden tarihin en pahalı sucuklarını üretmiş oldu. Dağ keçisi deyip geçmeyin. Onlar nesli tükenme tehlikesinde olan canlılar. Bu keçilerin hayatını kaybetmesinin doğanın dengesini bozması gibi önemli sonuçları var.

Sadece para değil, hapis cezası da verilmeli.

SAVAŞ YAKLAŞIYOR!

Dünyada silahlanmaya harcanan para geçtiğimiz yıl 2,46 trilyon dolara ulaştı.

Dahası var; ABD Başkanı Donald Trump, NATO ülkelerinden savunma harcamalarını gayrisafi milli hasılaya oranla yüzde 5’e yükseltmesini talep etti.

Yani bu yıl dünya daha çok silahlanacak.

Rusya-Ukrayna Savaşı ile zirve yapan uluslararası gerilim en çok silah üreticilerini sevindirdi.

Çünkü Avrupa ülkeleri uzun zamandır unuttukları silahlanmaya geri döndü.

Aynı şekilde Çin-Tayvan arasındaki gerilim, Filipinler ve Japonya’yı da silahlanmaya zorladı.

Silah üreticilerinin para kazanması için yeni savaşlara ihtiyacı var.

Tarih boyunca çıkan savaşlardan da hep silah endüstrisi kazançlı çıktı.

En büyük üç silah üreticisi ülke; ABD, Rusya ve Çin çıkacak her savaştan da karlı çıkacağına göre bu üçlünün sürdürdüğü ülkeler arası gerilim politikalarının, nihai hedefinin savaş olabileceğini aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.

Rus ünlü tiyatro yazarı Anton Çehov’un; “Eğer ilk sahnede duvarda bir silah asılıysa, oyunun sonunda mutlaka patlar” sözü sadece tiyatroda değil, gerçek hayatta da geçerliliğini koruyor.

Büyük savaş yaklaşıyor!

KONUT ALIMLARI YATIRIM AMAÇLI

Ülkemizde geçtiğimiz yıl kira geliri elde eden mükellef sayısı yüzde 19,6 arttı.

Kira geliri elde eden mülk sahiplerine yönelik denetimler etkili olmuş demek ki.

Kira gelirinde kayıt dışılığın azalması açısından bu güzel bir gelişme.

Ancak Türkiye’deki kiracı sayısı, konut satışlarına paralel olarak yükseliyor.

Son veriler konutların oturum için değil, yatırım amaçlı alındığını ve kiraya verildiğini gösteriyor.

Örneğin İstanbul Avrupa Yakası’nda 2024’te toplam 460 bin üzerindeki taşınmaların yüzde 71’i ikinci el gayrimenkulde yaşandı.

Oturmak için ev alanlar ikinci el konutları tercih ediyor. Bunun nedeni ise yeni konutların fiyatlarının yüksek olması.

Yeni konutlar genelde yatırım amaçlı alınıyor! Oysa konut krizinin ve kiracı sayısının azalması için bunun tam tersi olması gerekiyor.

Ama yüksek enflasyon bunu engelliyor.

Konut kredileri düşürülse bile bundan en karlı çıkacaklar yine varlıklı insanlar olur.

Bu yüzden de ilk kez konut alacaklara yönelik kredi kampanyaları düzenleniyor lakin dar gelirlinin bu pahalılıkta ilk evini alması da zor.

Özetle şu anki tablo konut krizinin, özellikle kiraların artacağını gösteriyor.

Kiraların düşmesi için elbette enflasyonun düşmesi birinci şart.

Hükümetin gündeminde olan devlet destekli sosyal konut projeleri ise kira fiyatlarını belli ölçüde frenleyebilir.

ALTYAZI

“Bir duruşun yoksa insan bile sayılmazsın.” (Das Leben Der Anderen)

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.