Hava, su ve insan vücudu giderek mikroplastiklerle doluyor. Ancak bilim insanları, bu minik plastik parçacıkların sağlık üzerindeki etkilerini henüz tam olarak çözemedi. Ancak araştırmacılar, insanların organlarında bulunan mikroplastiklerin, lezyonlar, rahim ağzı kanseri ve diğer hastalıklar gibi sağlık sorunlarıyla “endişe verici bağlantıları” olduğunu ileri sürüyor.
Mikroplastikler artık sadece çevresel bir sorun değil. Uzmanlar, insan vücuduna kadar giren bu küçük parçacıkların sağlık üzerinde ciddi etkiler yaratabileceğini söylüyor.Son araştırmalar, mikroplastiklerin insan organlarında birikerek rahim ağzı kanseri ve lezyonlar gibi ciddi sağlık sorunlarıyla “endişe verici bağlantıları” olabileceğini öne sürüyor.Beş milimetreden küçük bu plastik parçacıkları, içme sularında, soluduğumuz havada ve hatta kalp ve cinsel organlarımızda dahi bulunuyor.
Bilim insanları, çevresel plastik kirliliğinin 2040 yılına kadar iki katına çıkacağını tahmin ediyor. Ancak bu yaygın kirliliğin vücuda olan tam etkileri hâlâ belirsizliğini koruyor.Çin’deki Zhejiang Tarım ve Ormancılık Üniversitesi tarafından yürütülen yeni bir çalışma, mikroplastiklerin insan dokularında birikim gösterdiğini ve çeşitli hastalıklarla bağlantılı olduğunu ortaya koydu.Araştırmacılar, bu küçük plastiklerin özellikle akciğer dokusu ve plasentada tespit edildiğini ve bunların bağırsak iltihabı ile rahim ağzı kanseri gibi hastalıklarla ilişkili olabileceğini ifade ediyor.Araştırmayı yürüten ekip, insan dokularındaki mikroplastiklerin varlığını doğrulamak ve bu parçacıkların sağlık üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak için yüzlerce makaleyi analiz etti. Sonuçlar, mikroplastiklerin DNA hasarı ve genetik aktivitelerdeki değişikliklerle de bağlantılı olabileceğini gösteriyor.Mikroplastiklerin hastalığa neden olup olmadığını veya zaten hasar görmüş dokularda mı ortaya çıktığını belirlemek için daha fazla çalışma gerekiyor.
Araştırmacılar, bu parçacıkların insan sağlığı üzerindeki potansiyel tehlikelerine dair acil bir şekilde daha fazla izleme ve epidemiyolojik çalışma yapılması gerektiğini vurguluyor.
Hapşırmak zorunda kaldığınızda bazı zamanlarda kendinizi tutmanız gerektiğini hissedersiniz. Ancak hapşırığınızı bastırmanın vücudunuza sayısız zararı bulunur. Uzmanlar asla hapşırmayı engellemeye çalışmamanız gerektiğini, çünkü bunun vücudunuza ciddi zararlar verebileceğini söylüyor. İşte hapşırmayı tutmanın daha önce duymadığınız zararları. Alerjiler, grip, nezle, soğuk algınlığı, bunların hepsi burun akıntısına ve sinüs doluluğuna neden olabilir....
Sirkede bulunan asetik asit, iştahı azaltabilir ve yağ birikimini engelleyebilir. Ancak, sadece sirkeli su içmek tek başına mucizevi bir çözüm değildir. Sağlıklı ve dengeli bir beslenme ile birlikte yeterli derecede fiziksel aktivite yapmak da önemlidir. Bu makale sadece genel bilgi verme amacıyla yazılmıştır ve doktor tavsiyesi olarak ele alınmaması gerekir.
Karaciğerimiz, vücudu detoksifiye eden, yiyecekleri sindirmeye yardımcı olan ve metabolizmayı düzenleyen en önemli organlarımızdan biridir. Günümüzde karşılaştığımız en yaygın yaşam tarzı sorunlarından biri, alkollü veya alkolsüz olabilen yağlı karaciğerdir. Peki, karaciğere zarar veren alışkanlıklar nelerdir? Yağlı karaciğer endişe verici olsa da, sağlıklı karaciğer dokusunun skar dokusuyla yer değiştirerek karaciğerin işlevini...
KARACİĞER DOSTU YİYECEKLERE YÖNELİN Kahvaltıyı atlamak metabolizmayı yavaşlatarak yağlı karaciğeri kötüleştirebilir. Lif, antioksidan ve yağsız protein açısından zengin sağlıklı bir kahvaltı, karaciğer onarımını ve yağ azaltımını destekleyebilir. Neler eklenmeli: Chia tohumlu yulaf, bir avuç fındık, çilek ve yeşil çay mükemmel seçeneklerdir. Bu yiyecekler, karaciğer sağlığını destekleyen omega-3 yağ asitleri ve...
Türk ve ABD üniversitelerinden genetik uzmanları, entelektüel yeti yetersizliği ve otizm spektrumuna yol açan “CC2D1A” genindeki farklılıkların değişik hastalıklara da neden olduğunu kanıtladı. 4 yıl süren çalışmada, entelektüel yeti yetersizliği ve otizm spektrumuna neden olan CC2D1A geni silinen kurbağa embriyolarının kalbinin sağda olduğu, böbreklerinde kist ve beyin omurilik sıvısında akım...
Prof. Dr. Canan Karatay, hastasına hatalı tedavi uyguladığı iddiasıyla hakkında açılan tazminat davası kapsamında hakim karşısına çıktı. İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesi’nde görülen ön inceleme duruşmasında, davalı Canan Karatay ve tarafların avukatları hazır bulundu. 4 YILDIR GÖRMEDİĞİM HASTA YÜZÜNEN SUÇLANIYORUM'” İddialara karşı söz hakkı verilen Karatay, hastayı 2016 yılında gördüğünü...