Savaşlar, ABD ve Çin arasındaki gerginlik gibi sebeplerle tüm dünyada insanlar altına yöneliyor.
Yalnızca yatırımcılar değil, devletler de epeyce bir süredir harıl harıl altın stokluyorlar.
Türkiye de Berat Albayrak’ın Hazine Bakanlığı döneminde yurtdışındaki altınlarını ülkeye getirmişti.
Ancak Türkiye’de durum Batı’dan epeyce farklı. Bizde altın gündelik hayatın bir parçası.
Dün açıklanan yastık altı altın miktarı bunun göstergesi.
Tam 4 bin 500 ton. Yıllık ihracat gelirinin 3 katı. Ederi 450 milyar dolar.
Bu atıl zenginliğin sisteme dâhil edilmesi hâlinde oluşacak kamusal faydayı düşünebiliyor musunuz?
Altın ve para piyasaları uzmanı İslam Memiş’e “Sorun neden kaynaklanıyor, ne yapılmalı?” diye sordum.
“Öncelikle güven ve iletişim eksikliği giderilmeli” diyor.
0.25 ve yarım gram altınların yasaklanması gibi tedbirlerin küçük yatırımcının güven algısını zedelediğini söylüyor.
Bankalardaki makas aralığının 150-200 TL’ye kadar çıktığını, adeta soyguna dönüşen bu durumun da altınların piyasada dolaşımını olumsuz etkilediğini anlatıyor.
“Vermeden alamazsınız” diyen Memiş’in çözüm için önerisi de net:
“Altına uzun vadeli yatırımcı rağbet ediyor. İnsanlar ev ve araba parası biriktirmek, düğün yapmak için altın alıyor. Fiziki altınlar peşinat sayılıp vatandaşlar ihtiyaçları için TL cinsinden borçlandırılabilir.”
Ekonomist Nejat Özonay ise söze alışkanlıkların bu durumdaki etkisinden bahsederek başlıyor:
“Altın kültürümüzde hediye için de kullanılıyor. İnsanlar ‘Zor günde elimin altında dursun’ diye de altın biriktiriyor. Finansal okuryazarlığımız zayıf. Dönem dönem bu altınların sisteme katılması için kampanyalar yapıldı. Kısmen de başarı sağlandı ama yeniden, biraz da medyanın körüklemesiyle fiziki altına yöneliş var.”
Nejat’a, “Bir kampanya yapılsa etkili olmaz mı?” diye soruyorum. “Sınırlı olur. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat böyle bir çağrı yaparsa etkili olur” diye cevap veriyor.
– Peki ne yapmalı?
– Bire bir markaj lazım. Ev ev gezip anlatacaksın. Yastık altındaki altının çalınma riskinin ciddiyetinden bahsedeceksin. Sisteme kattığı altınını istediği an fiziki olarak alabileceğine ikna edeceksin. Getiri vermek de şart. Faize karşı olanlara da katılım sertifikası önerilebilir.
***
PKK‘NIN FESİH KARARINI DUYDUNUZ MU?
Hilmi Daşdemir‘in başkanlığını yürüttüğü Optimar Araştırma‘nın Mayıs 2025 Türkiye’nin Nabzı araştırması dün elime geçti.
“Bugün bir seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz?” sorusuna verilen cevaplar şöyle:
AK Parti: % 34.9; CHP: % 31.6; DEM Parti: % 11.7; İyi Parti: % 6.2; MHP: % 6.1.
Araştırmada en çok ilgimi çeken sonuçlar ise “Terörsüz Türkiye girişimi” bölümündeki cevaplar oldu.
“PKK’nın kendisini feshettiğine dair açıklamayı duydunuz mu?” sorusuna katılımcıların % 41.3’ü evet derken % 35.8’i de hayır cevabını vermiş. % 22.9’u da “Duydum ama ayrıntılarını bilmiyorum” demiş.
Girişimden haberdar olanlar içinde Zafer Partililer % 59’la birinci sırada. Onları % 48.5’le MHP’liler; % 45.6’yla İyi Partililer; yüzde 44.3’le AK Partililer; % 41’le CHP’liler ve % 37’yle DEM Partililer izliyor. Memleket Partililer ise % 12.5’le sonuncu.
Ancak Memleket Partililer, “PKK’nın açıkladığı fesih kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna “olumsuz” cevabı verenler arasında % 62.5’le ilk sıralarda. Daha sonra % 47.4’le CHP’liler; % 34.9’la İyi Partililer; % 33.1’le DEM Partililer; % 30.8’le AK Partililer ve % 23.1’le MHP’liler geliyor.
Araştırmaya katılan kadınlar süreci erkeklerden daha olumlu karşılıyorlar. Yine Türklerin yüzde 38.7’si, Kürtlerin ise % 34.3’ü PKK’nın fesih kararını olumlu buluyor.
***
GÜNÜN FOTOĞRAFI
Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in hayatını kaybetmesi sonrası oluşan hava, Sırrı Süreyya Önder’in ardından şahit olduğumuz atmosferi akla getiriyor.
İktidar ile muhalefet cephesi birleşmiş durumda. Zeyrek’i tanımayanlar, hatta adını ilk kez duyanlar bile üzüntülerini ifade ediyor.
Özgür Özel’in dün yakın arkadaşı olan Zeyrek’in mezarına inip tahtalarını dizerken kayda geçen anları da şüphesiz günün en çarpıcı karesiydi.
***
AYRAN
Marketlerde 7-8 TL’ye satılan kutu ayran, ayaküstü büfelerde bile 50-60 TL’ye satılıyor.
Lüks restoranlardan, ana yemekten bahsetmiyorum.
Böyle kâr marjı nerede var?
Doğru, Hans’a 4 bin, Hasan’a 14 bin fiyat çeken otelcilerimizi unutmuşum.